5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesindeki, haciz işleminin sadece gösterilen mal üzerine uygulanacağına dair kısmının Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması nedeniyle, aynı maddede yer alan; "Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez" hükmü gözetilmek suretiyle belediye mallarının haczinin mümkün olduğu, o halde, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince, alacaklının, borçlu belediyenin mal beyanında bildirdiği mallar dışındaki mallarının da haczini isteyebileceği ve icra müdürlüğünün de haczi koymaktan kaçınamayacağı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanmasının gerekeceği, somut olayda, mahkemece yargılama sırasında aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda; hesapta toplanan paraların yasa gereği kendiliğinden haczi kabil olmayan gelirlerden oluştuğunun tespit edildiği görüldüğünden, mahkemece, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu taşınmazın arsa değeri ve eklentilerinin değeri de dikkate alındığında toplam değerinin 140.341,16- TL, borçlunun haline münasip alabileceği evin değerinin ise 70.000,00 TL olduğu anlaşıldığından, mahkemece, İİK'nun 82/1-12 ve 82/3. maddeleri uyarınca şikayetin kısmen kabulü ile taşınmazın, borçlunun haline münasip mesken alabileceği 70.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına ve haline münasip evin alınması için gerekli 70.000.00 TL'nin borçluya, kalanının ise hak sahiplerine ödenmesine karar verilmesi gerekirken, İİK'nun 82. maddesinin 3. fıkrasına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, itiraz üzerine, yetersiz görülen birinci ek rapor sonrası ikinci kez ek rapor alınıp 03/06/2015 tarihli ikinci ek raporda borçlunun haline münasip ev alabilmesi için gerekli bedelin asgari miktarının 180.000,00 TL olarak tespit edilmesine rağmen, kararda 18/03/2015 tarihli birinci ek bilirkişi raporuna neden öncelik tanınıp itibar edildiğinin, gerektiğinde ek rapor alınması sureti ile nedenleri ile birlikte açık şekilde belirtilmesi ve gerekçelendirilmesi gerekeceği-
Davacı borçlunun sosyal ve ekonomik durumu ile haline münasip alabileceği evin değeri karşılaştırılarak yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, 250.000 TL' den daha az miktara ev alınamayacağı, hacizli taşınmazın keşif tarihindeki değerinin ise 280.000 TL olduğunun anlaşıldığı, raporun bu hali ile hüküm kurmaya elverişli olmadığı, zira asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmazının bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunmasının zorunlu olmadığı, bu nedenle, borçlunun İstanbul ilinin daha mütevazi semtlerinde haline münasip edinebileceği meskenin değerinin belirlenmesi gerekeceği-
Üyelerin kooperatife ödemekte oldukları üyelik aidatlarının kooperatifin bir banka hesabında toplanması halinde bu paranın haczi mümkün ise de, kooperatifin kuruluş amacı gözetildiğinde, haciz müzekkeresi gönderilerek söz konusu aidatlar üzerine haciz konulmasının mümkün olmadığı-
İcra memurunun, haczi talep edilen malın bu madde uyarınca haczinin kabil olup olmadığını değerlendirerek, bu doğrultuda haciz talebini yerine getirip getirmeme konusunda takdir yetkisinin bulunduğu, burada tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, yani öncelikle istihkak iddiasının çözümlenmesi gerektiğinden bahisle haciz talebini reddetme yetkisinin olmadığı, icra müdürünün haciz işlemi üzerine mahcuz mala yönelik olarak istihkak iddiasında bulunulması halinde İİK'nın 96 ve devamı maddeleri hükümlerinde yazılı istihkak usulünün uygulanacağı-
Mahkemece, bozma ilâmına uyulmasına rağmen hacizli araçlar yönünden mahallinde yapılan keşfin yalnızca fotoğrafçı bilirkişi refakati ile gerçekleştirildiği, bozma ilamında belirtildiği şekilde şikayet konusu yapılan araçların tamamı yönünden, fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadıkları, nitelikleri gereği hacizlerinin mümkün olup olmadığı yönünden konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak rapor aldırılmadan, yalnızca mahkeme gözlemine dayalı olarak bir kısım araçlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görüldüğünden; mahkemece, bozma ilamı gereğince, hurda araçların haczinin mümkün olduğu da dikkate alınarak uzman bilirkişilerin katılımıyla yeniden keşif yapılarak anılan hususlarda, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra karar verilmesi gerekeceği- Şikayetçi borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği ve şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği halde, HMK.nun 326. maddesi gereğince mahkemece, şikayetçi yararına A.A.Ü.T'ne göre vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, şikayete konu taşınmazın gerek arsa gerekse üzerindeki yapı değerinin borçlunun hissesine göre hesaplanması sağlanarak, şikayete konu taşınmazdaki borçluya isabet edecek hisse değeri tespit edildikten sonra, haciz tarihinde borçlu ile aynı çatı altında yaşayan ve borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tespitinin yapılarak, bu tespite göre borçlunun haline münasip alabileceği ev değeri belirlenerek, bu değerler arasında karşılaştırma yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bozma ilâmına uyulmasına rağmen hacizli araçlar yönünden mahallinde yapılan keşfin yalnızca fotoğrafçı bilirkişi refakati ile gerçekleştirildiği, bozma ilamında belirtildiği şekilde şikayet konusu yapılan araçların tamamı yönünden, fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadıkları, nitelikleri gereği hacizlerinin mümkün olup olmadığı yönünden konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak rapor aldırılmadan, yalnızca mahkeme gözlemine dayalı olarak bir kısım araçlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması isteminin reddine karar verildiği görüldüğünden; mahkemece, bozma ilamı gereğince, uzman bilirkişilerin katılımıyla yeniden keşif yapılarak anılan hususlarda, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra karar verilmesi gerekeceği-