Takip dosyasından borçlunun şikayete konu taşınmazı üzerine 8.01.2018 tarihinde haciz uygulandığı, haciz tarihinden önce taşınmazın tapu kaydına üçüncü kişi ...........'ün .............. Bankası A.Ş.'den kullandığı kredinin teminatı olarak .............Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi lehine ipotek tesis edildiğinin, ipotek alacaklısının 27.07.2018 tarihli yazı cevabında ipotek borcunun devam ettiğinin bildirildiğinin görüldüğü, o halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, üçüncü kişinin borcu nedeniyle tesis edilmiş zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağından şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nın 82/1-12. maddesine göre borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği, ancak bu madde kapsamında meskeniyet şikayetinde bulunabilmek için mesken olarak kullanılabilecek bir yapının olması gerekeceği- Borçlunun şikayet dilekçesi incelendiğinde binanın şikayet tarihinden önce .......... yılında kentsel dönüşüm kapsamında yıkıldığı ve mesken olarak kullanılabilecek herhangi bir yapının halihazırda var olmadığı, bu hali ile borçlunun korunmaya değer bir hukuki menfaatinin olmadığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesince, bu gerekçe ile şikayetin reddine karar vermesi gerekeceği-
12. HD. 22.11.2023 T. E: 265, K: 7676
Alacaklı tarafından 09/03/2022 tarihli haciz nedeniyle satış avansının 23/12/2022 tarihinde yatırıldığı, satış talebinin 14/02/2023 tarihinde yapıldığı, böylelikle haczin ayakta olduğu görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince, belirtilen sebeple şikayetin esasının incelenmesi gerekirken, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Haczin bildirimine ilişkin İİK'nın 103. maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya usulsüz olarak tebliğ edilmiş olsa bile aynı taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu 10.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmadığına göre borçlunun 28.12.2021 tarihinde İcra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvurunun, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonra olduğu-
İstinaf eden şikayetçiye gönderilen muhtıraya eksik harçların dosyaya yatırılması gerektiğinin yazıldığının, böylelikle gönderilen muhtıranın usulüne uygun olmadığının anlaşıldığı, bu bakımdan hukuki sonuç doğuracak nitelikte de olmadığı, öyle ise, usule aykırı ve geçersiz bu belgenin hak kaybına yol açacak şekilde sonuç doğurmasının da kabul edilemeyeceği, dolayısıyla, bu tebligat 6100 sayılı HMK’nın 344. maddesi hükmüne uygun olmadığından, gerekleri süresi içerisinde yerine getirilmemiş olsa dahi, buna dayanılarak istinaf eden vekilinin hükmü istinaf etmekten vazgeçmiş sayılmasına olanağın olmadığı, anılan (tebligat) muhtıra geçersiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 344. maddesinde, “başvurunun yapılmamış sayılmasının koşulu olarak düzenlenen halin” somut olayda gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin ............. tarihli ek kararının kaldırılarak istinaf başvurusunun incelenmesi gerekirken, kesin süre içerisinde istinaf karar harcının yatırılmadığından İlk Derece Mahkemesinin istinaf talebinin yapılmamış sayılmasına dair ek kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayete konu icra müdürlüğünün ret kararının, şikayetçi vekili tarafından UYAP'tan okunarak öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra mahkemeye başvurulduğu gerekçesiyle, şikayet süresi geçtiğinden reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvuru tarihi 09.12.2019 olup, Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf incelemesi sırasında takibe dayanak ilamın ortadan kalkarak konusuz kaldığı görülmekle, şikayetçi borçlu vekili tarafından 19.07.2022 tarihinde icra müdürlüğünden, takibe dayanak ilamın konusuz kalması sebebiyle dosyadan konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmekle, icra müdürlüğünün 21.07.2022 tarihli tensip tutanağında takip dosyasından konulan hacizlerin talep doğrultusunda kaldırılmasına karar verildiği ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne haciz terkin yazısı gönderildiği görüldüğünden, icra müdürlüğünün 21.07.2022 tarihli haczin kaldırılması kararı Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinden önce olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesi'nce, şikayete konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesine göre şikayet tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekeceği-
Maddi hataya dayanan bozma kararına uyulmasının usuli müktesep hak teşkil etmeyeceği, usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için, bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekeceği, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde; Dairemizin 14.02.2023 tarih ve 2023/390 E. - 2023/871 K. sayılı ilâmı maddi hataya dayalı olup, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmasının, borçlu lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, o halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun meskeniyet şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Temyizen incelenmesi istenen karar, meskeniyet şikayetinin yasal süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyetinin bulunmadığı-