12. HD. 22.01.2025 T. E: 2024/6921, K: 460
12. HD. 21.01.2025 T. E: 2024/6801, K: 392
12. HD. 20.01.2025 T. E: 2024/7096, K: 325
Banka’nın 14.05.2024 tarihli yazı cevabına göre 13.07.2012 tarihinde ipoteğin fek edilerek fek işlemine ilişkin olarak yazılı belge verildiğinin belirtildiği, haciz tarihinin 11.06.2019 olması karşısında haciz tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığı anlaşıldığından şikayetin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği- Şikayet tarihinden önce anılan maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığının kabul edilmesi gerekeceği- Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde ise, şikayetin incelenmesi sırasında haczin ayakta olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceğinden, "şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" hükmedilmesi gerekeceği-
Temyizen incelenmesi istenen karar, meskeniyet şikayetinin yasal 7 günlük süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyetinin bulunmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, ipotek alacaklısı bankanın cevabı dikkate alınarak "ipotek konusu borcun ödendiği" değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmişse de; borcun ödendiği tarih konusunda bir araştırma yapılmadığından, Dairemizce bu eksiklik giderilmiş ve ipotek konusu borcun, şikayete konu haciz tarihinden sonra ödendiği tespit edilmiş olup buna göre; ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmamasının yanı sıra haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmediği anlaşıldığından, borçlunun meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağının kabulü gerektiği- Şikayete konu taşınmaz üzerinde, hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibariyle ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek bulunduğundan, şikayetin reddi gerektiği-
İcra müdürlüğünün dosya borcunun ödenmesi üzerine haczin kaldırılması kararı, İlk Derece Mahkeme karar tarihinden önce olduğundan, İlk Derece Mahkemesince, bu araçlar yönünden şikayete konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak konusuz kalan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK'nın 331/1 maddesine göre davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi yönünde karar tesis edilmesi gerektiği-
Somut olayda ihtilaf konusu meskeniyet şikayeti olup borçlu muttali tarihi itibariyle öğrendiğini ileri sürmüş olmakla 103 davetiyesinin tebliği usulsüz olup olmadığı şikayetin sürede olup olmadığını tespit bakımından önemli olup, öncelikle bu hususun incelenmesi, sonrasında meskeniyet şikayetinin sürede olduğunun anlaşılması halinde işin esasının incelenmesine geçilmesinin gerekeceği-
Mahkeme kararının gerekçe kısmında “....tapu kaydına arsa niteliği ile kaydedilmiş... bu taşınmazlar yönünden maişet iddialarının reddine karar verilmiş ve diğer taşınmazlar ise bilirkişilerce geçim için zorunlu kabul edilmiş olup, emekli maaşının eklenmesiyle de bu sonuç değişmediğinden bunlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir...” ifadesi bulunduğu halde, hüküm kısmında “...Davalı banka yönünden davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki yazılı taşınmazlar yönünden hacizlerin kaldırılmasına,...” karar verildiği görülmekle maişet iddiası reddedilen taşınmazlar yönünden hüküm kurulmayarak kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği- Mahkemece, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulması başlı başına bozma sebebi olup, anılan çelişki giderilmek suretiyle yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği-