Somut olayda ihtilaf konusu meskeniyet şikayeti olup borçlu muttali tarihi itibariyle öğrendiğini ileri sürmüş olmakla 103 davetiyesinin tebliği usulsüz olup olmadığı şikayetin sürede olup olmadığını tespit bakımından önemli olup, öncelikle bu hususun incelenmesi, sonrasında meskeniyet şikayetinin sürede olduğunun anlaşılması halinde işin esasının incelenmesine geçilmesinin gerekeceği-
Mahkeme kararının gerekçe kısmında “....tapu kaydına arsa niteliği ile kaydedilmiş... bu taşınmazlar yönünden maişet iddialarının reddine karar verilmiş ve diğer taşınmazlar ise bilirkişilerce geçim için zorunlu kabul edilmiş olup, emekli maaşının eklenmesiyle de bu sonuç değişmediğinden bunlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir...” ifadesi bulunduğu halde, hüküm kısmında “...Davalı banka yönünden davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki yazılı taşınmazlar yönünden hacizlerin kaldırılmasına,...” karar verildiği görülmekle maişet iddiası reddedilen taşınmazlar yönünden hüküm kurulmayarak kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki meydana getirildiği- Mahkemece, kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde çelişki oluşturulması başlı başına bozma sebebi olup, anılan çelişki giderilmek suretiyle yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği-
İntifa hakkı ile yükümlü taşınmazların satışı-
Şikâyetçi borçlu ...’nin takip tarihinden önce maliki olduğu taşınmazını ......’a satışı nedeniyle alacaklı tarafından açılan tasarruf iptal davasının davanın görüldüğü sırada tekrar borçlu ...’nin mülkiyetine geçmesi durumunda, tasarrufun iptal davası içeriğine göre borçlunun taşınmazı mesken olarak kullanma iradesinden vazgeçmediği göz önüne alınarak, şikayetçinin daha önce mülkiyetinde bulunan taşınmazı satıp, sonrasında tekrar tapuda maliki olması, bu taşınmazına konulan hacizler yönünden meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olur mu?
Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı- İİK’nın 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihinin esas alınması gerekeceği-
Temyizen incelenmesi istenen karar, haczedilmezlik şikayetinin yasal 7 günlük süre aşımından reddine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyetinin bulunmadığı-
Meskeniyet iddiası ile hacizlerin kaldırılmasına ilişkin davada, borçlu ile aynı çatı altında birlikte yaşayan ve borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişiler belirlenip, yeni bilirkişilerden alınacak raporda Şanlıurfa ilinin daha mütevazi semtlerinde borçlunun haline münasip alabileceği ev değerinin tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Meskeniyet şikayetinin incelenme şekli-
İpotek resmi senedi incelendiğinde, ipoteğin konut kredisine özgülenmediği, ipoteğin bu hali ile zorunlu ipoteklerden olmadığının anlaşılmış olduğu- O halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipoteğin mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlunun meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı mahkemece şikayetin bu nedenle reddi gerekeceği-
Mahkemece; öncelikle borçlunun kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı, geçimlerini nasıl temin ettikleri de belirlenerek borçlunun sosyal ve ekonomik durumunun usulünce saptanması, sonrasında bilirkişiden ek rapor alınarak, haciz tarihi itibariyle borçlunun yaşadığı ilçede daha mütevazi semtlerinde haline münasip alabileceği ev değerinin açık, net ve tek rakam olarak tespit edilmesi, yine dava konusu hacizli taşınmazın değerinin haciz tarihi itibariyle belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Taşınmazın 1.300.000,00 TL'den az olmamak üzere satılarak haline münasip ev alması için 1.300.000,00 TL'nin borçluya, kalanın hak sahiplerine verilmesine karar verilmesi, bir başka deyişle esasen şikayet kısmen kabul edilmesi durumunda, kendisini vekille temsil ettiren alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderleri hakkında kabul-ret oranına göre hüküm kurulmamasının da hatalı olduğu-
