Mahkemece, 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddesi uyarınca haciz konulan paraların niteliği gereği haczi kabil olup olmadıklarının veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadıklarının, haciz konulan banka hesapları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tesbit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, muaccel olacak kredi borçlarının tahsili, için haciz ve mahsuba ilişkin olarak kredi sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında verdiği muvafakatın geçersiz olacağı-
Alacaklının, maaş haczinin durdurulması talebinin haczin kaldırılması istemi olarak kabul edileceği ve maaş haczi kalktıktan sonra tekrar maaş haczinin uygulanabilmesi için, borçlunun muvafakatinin bulunması gerekeceği-
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; borçlunun haline münasip ev alabileceği tespit edilen 70.000,00 TL'nin, borçlunun ¼ hissesine düşen taşınmazın bedeli olan 85.008,288 TL den az olduğundan mahcuzun (borçlunun hissesinin) satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetin, bir başka icra dosyasındaki müdürlük kararı ile ilgili olduğu, "haciz kararı gereğince alacaklı olduğu dosyadan haczin konulduğu dosyaya para gönderilmemesi ve gönderilen paranın iadesinin istenilmesi yönündeki" talebinin icra müdürlüğünce reddi işlemine yönelik olduğu ve bu işleme karşı da alacaklının süresi içinde icra mahkemesine şikayette bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece şikayet dilekçesi kapsamında işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasında, taşınmaz üzerinde davacının alacaklı olduğu icra dosyasında haciz bulunmasına rağmen bu hacizi bilerek davalının taşınmazı devraldığı, her ne kadar davalı vekili tarafından davalı ...'in diğer davalıya ... icra dosyası ile borcu olduğu, bu nedenle taşınmazı devrettiğini iddia etmiş ise de, icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı olduğu icra dosyasında taşınmaz üzerinde haczinin bulunduğu, yapılan devir işlemi İİK 279/2 maddesinde belirtilen mutat bir ödeme vasıtası olmadığı, yapılan tasarruf işleminin muvazaalı olduğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verildiği-
Mahkemece; öncelikle, borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına aktif olarak kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığının belirlenmesi suretiyle, şikayete konu taşınmazın gerek arsa gerekse üzerindeki yapı değerinin borçlunun hissesine göre tekrar hesaplanması sağlanarak, anılan taşınmazdaki borçluya isabet edecek hisse değerinin net olarak tespiti sonrası, haciz tarihinde borçlu ile aynı çatı altında yaşayan ve borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin de sosyal ve ekonomik durum raporu ile tespitinin yapılması, işbu tespite göre borçlunun haline münasip alabileceği ev değeri belirlenerek, bu değerler arasında karşılaştırma yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, öncelikle; tapudan şikayete konu taşınmazlara ilişkin ipotek akit tabloları getirilmek suretiyle, inceleme yapılması, sonrasında ise zirai bilirkişi ve kadastro bilirkişisinin de katılımıyla keşif yapılarak detaylı bilirkişi raporu düzenlettirilip, borçlunun ziraat ile meşgul olup olmadığı ilgili kurumlardan araştırılıp, çiftçilik mesleğini icra ettiği tespit edildiği takdirde, yıllık geçinebileceği miktar belirlenerek şikayet tarihinde haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazlarından elde ettiği gelir emekli maaşı da dikkate alınarak tespit edilip, haczedilen tarla vasfındaki taşınmazların kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olup olmadığı ya da ne kadarının zorunlu olduğu belirlendikten sonra ve her halükarda, haline münasip evin tespiti için gereken araştırma da yapılmak suretiyle elde edilen tüm veriler birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı gereğince, alacaklının, borçlu belediyenin mal beyanında bildirdiği mallar dışındaki mallarının da haczini isteyebileceği ve icra müdürlüğünün de haczi koymaktan kaçınamayacağı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, açıklandığı üzere borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değer belirlendikten sonra, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-