Kural olarak emekli maaşının haczedilemeyeceği- Emekli maaşının haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati yok ise, icra müdürü tarafından reddedilebileceği- İcra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra Sosyal Güvenlik Kanunu 93. maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatlerin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği- Emekli maaşının haczedilemeyeceği yasağının sözleşme hukukuna göre kesin olmadığı, bu konuda tarafların iradesine ağırlık verildiği, sözleşmeye bağlılık ve ahde vefa ilkesi gereği muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulabileceği-
Takibe dayanak 01.4.2016 tarihli ilamın, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin olup, 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanun kapsamında olmadığı, ayrıca 6487 sayılı Yasa'yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 12. fıkrasının da 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden uygulama imkanı kalmadığı- O halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Meskeniyet iddiası ileri sürülen taşınmazın, haciz ve şikayet tarihinde tam hisse ile şikayetçi borçlulardan sadece biri adına kayıtlı olduğu, diğer borçlu adına kayıtlı olmadığının görüldüğünden, mahkemece; şikayete konu taşınmazın maliki olmaması nedeniyle, diğer borçlu yönünden istemin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak 27.06.2013 tarihli ilam, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin olup, 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Kanun kapsamında olmadığı; ayrıca 6487 sayılı Yasa'yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 12. fıkrası da 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden uygulama imkanı kalmadığı- O halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetli olmadığı-
Yeni yasanın yürürlük tarihi olan 28.02.2009 tarihinden sonra kullanılan kredilerde emekli maaşından kesinti yapılmasına yönelik muvafakatlerin önceden verildiği gerekçesiyle geçersizliğinden ve haksız şart teşkil ettiğinden bahsedilemeyeceği- Bankadan alınan kredi borcunun sözleşme şartlarına uygun olarak ödenmemesi halinde sözleşme gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasının kabul edilmesi ve diğer teminat öngören hükümlerin sözleşmeye konulmasına borçlu tarafında rıza gösterilmesinin haksız şart olarak kabul edilemeyeceği ve bankanın sözleşmeye uygun olarak yaptığı işlemin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğunun söylenemeyeceği-
Bireysel emeklilik sözleşmeleri uyarınca oluşan birikimler üzerine haciz konulduğu için davalı tarafından ödemenin yapılamadığı anlaşıldığından, davacının icra müdürlüğü ve icra mahkemesi kanalı ile haczedilemezlik şikayeti yolu ile birikimlerine konulan haczin kaldırılmasını isteme imkanı varken tüketici mahkemesinden birikimlerinin ödenmesini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-
Başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı halde bankanın emekli aylığının yatırıldığı hesaba bloke koyamayacağı, İİK m.83/a hükmü gereğince mal ve hakların haciz olabileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların muteber olmaması nedeniyle emekli maaşı üzerindeki blokenin kaldırılabileceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, HMK. mad. 353/1-a-6 gereğince "dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine" karar verildiğine göre, bu karara uygun şekilde işlem yapılması gerektiği, bir taraftan işin esasına da girilip şikayetçi borçlunun istinaf isteminin esastan reddedilerek çelişkili şekilde hüküm kurulması mümkün olmadığı-
Taşınmazın, zemin ve üzerindeki yapıların toplam değeri üzerinden meskeniyet iddiasının değerlendirilmesi gerekirken, sadece borçlunun fiilen oturduğu evin değerine göre, haczedilmezlik şikayetinin kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Tasarrufun iptali kararında "...parselde bulunan üst yapı hakkının ... devrinin iptaline, davacıya üst yapı hakkı ve taşınırların haciz ve satışını isteme yetkisi tanınmasına..." karar verildiği dolayısı ile alacaklının yalnızca üst yapı hakkı üzerine haciz koydurarak satışını isteyebileceği- Alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünün Serbest Bölge Müdürlüğü’ne yazdığı müzekkere ile bahsi geçen parseldeki ‘üst hakkının‘ DEVİR ve KİRAYA verilmesi hakkına haciz konulduğu anlaşılmakla, alacaklı doğrudan üst hakkının haciz ve satışını talep edebileceğinden, yapılan işlemin mevcut tasarrufun iptali ilamına aykırı olduğu-