Mahkemece hükümlü-davacının taraf ehliyeti bulunmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-d ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usûlden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımından reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İlama konusu okul ve servis giderleri alacağının boşanma ilamı ve protokolünde yer almadığı, sonuç itibariyle "nafaka alacağı" niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, dosya alacağına haciz konulmasında yasal bir engel olmadığı-
Köy tüzel kişiliğinin orta mallarının haczedilemeyeceği-
6352 sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen ve son fıkrada, icra müdürüne tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haciz yapılan adresin üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisinin bulunmadığı, üçüncü kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulması halinde, icra müdürlüğünce yapılması gereken işin, istihkak iddiasının tutanağa geçirilip İİK'nun 97. ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletmekten ibaret olduğu-
Mahkemece, borçlunun daha mütevazi semtte haline münasip evin değerinin belirlenmesi gerektiği-
Haciz ihbarnamelerine verilen cevaplarda belirtilen banka hesap numaralarına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, haczedilen paraların niteliklerinin belirlenmesi, hesapların "havuz hesabı" olduğunun saptanması halinde, borçlu belediyenin haczedilmezlik şikayetinin reddi, hesaptaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemeyeceğinin gözetilmesi gerektiği-
Süresinde satış istenmemesi sebebiyle hacizlerin düşmüş olması karşısında, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığı-
Bozma üzerine devam eden yargılama sırasında, şikayete konu meskendeki miras hissesinin, 19/10/2016 tarihinde borçlu tarafından alacaklılara devredildiği, alacaklıların da taşınmazı 24/07/2018 tarihinde üçüncü bir kişiye devrettiği, dolayısıyla bu durumda şikayetin konusunun kalmadığı anlaşıldığından, mahkemece, şikayetin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet konusu haczin uygulandığı banka hesap numarası açıkça gösterilmiş olduğu halde, dosya içerisinde söz konusu hesaba ilişkin herhangi bir kayıt ya da ekstre bilgisi bulunmadığından, mahkemece, şikayete konu banka hesabına ilişkin hesap ekstresi celp edilip gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddesi uyarınca haciz konulan paraların niteliği tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak ilam, idare tarafından açılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tesciline ilişkin olup, takibin konusunun da, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10/8. maddesi gereği, ilamda davalı lehine hükmedilen yasal faiz olduğu, bu durumda, kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminatlara ilişkin olarak düzenlenen geçici 6. maddenin, somut olayda uygulanma yerinin bulunmadığı, o halde, mahkemece, borçlu Belediye'nin, şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği- Takibe dayanak ilam, kamulaştırma davası yerine, kamulaştırmasız el atma tazminatından kaynaklansaydı dahi, 6111 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesinin 01.11.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması ve yine 6487 sayılı Kanun ile değişen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin 13. fıkrasının da, Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 tarih ve 2013/ 95 Esas- 2014/176 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması sebebi ile uygulanırlığı kalmadığından, 1983 yılından sonraki el atmaya ilişkin kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların infazında borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacakları ilgili haciz yasağının mevcut olmadığının gözetilmemesinin de doğru bulunmadığı-