Borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanmasının ve birbirine karıştırılmasının, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetinin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerektiği- Her haczin yeni bir şikayet hakkı doğuracağı, satışa esas alının son haciz için meskeniyet şikayetinde bulunulmadığı, bu hakkın kullanılmadığı anlaşıldığından şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
6745 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda yapılan değişikliğin, tasarrufu hukuken kısıtlanan, ancak fiilen müdahalede bulunulmayan el atmalar için düzenlendiği, söz konusu değişiklik, el atmada uygulanamayacağından ve takibe dayanak ilam, taşınmaza fiilen el atılmasından kaynaklı tazminata ilişkin bulunduğundan, şikayete konu taşınmaz üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
Süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verilmesi halinde, incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı da tespit edildiğine göre, HMK. mad. 353/1-b-1 gereğince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak denildiği- Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için, bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerektiği-
Yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı değerlendirildiğinde; artık, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı üzerine borçlu belediyeye haczi kabil mallarını bildirmesi için süre verilmesi gerekmediğinden, mahkemece, Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin son fıkrası yönünden inceleme ve değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Maaş üzerine konulmuş usulsüz haciz manevi tazminat gerektirmediği-
Ödeyemediği kredi nedeniyle borçlunun emekli maaşına bloke koyulup kesinti yapılmasının yasal olmayacağı-
Belediyeler adına açılan yapı denetim hesaplarının temel dayanağının 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun olduğu ve bu paraların, yapı denetim hizmeti karşılığı, hizmet bedeli olarak anılan hesaba yatırıldığının ve belediye tarafından ise hizmeti veren yapı denetim kuruluşlarına ödendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, yapı denetim hesaplarındaki paraların, belediyelere ait paralar olmayıp, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığı sonucuna varılmış olmakla, 5393 sayılı Yasanın 15/son maddesi uyarınca haczinin mümkün olmadığı-