3. kişi vekilinin temyiz dilekçesinde "gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edildiğine" yönelik bir iddiası olmadığından, bu iddianın, mahkemenin kararının temyizine ilişkin süre geçtikten sonra, ek kararın temyizi dilekçesinde öne sürülmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Her iki meskeniyet şikayetinin konusu farklı tarihlerde yapılan hacizler olduğundan şikayetin derdestlik nedeniyle reddinin isabetsiz olduğu; icra mahkemesince, öncelikle şikayeti inceleme yetkisi olup olmadığı tartışılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece hem 29.04.2008 tarihli ilam ile buna bağlı düzenlenen icra emri ayrıca 05.05.2011 tarihli ilam ile buna bağlı düzenlenen icra emri birlikte değerlendirilerek ödeme iddiası hakkında sonuca gidilmesi gerekirken sadece 29.04.2008 tarihli ilam ile buna dayanılarak düzenlenen icra emri üzerinden sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçinin alacağının tamamen tahsil etmiş olduğunun belirlenmesi halinde, "şikayetçinin sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararının kalmadığı" gerekçesiyle HMK. mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca dava şartı noksanlığından şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde, mahkemece, takdir hakkının yargılamanın duruşma yapılarak görülmesinden kullanılması ve ilgililerin duruşmaya çağrılması gerektiği- Şikayette hasım gösterilmemesi ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesi talebin reddini gerektirmeyeceğinden, mahkemece şikayetçiye sıra cetvelinde sadece kendisine pay ayrılan diğer alacaklılara husumet tevcihi yönünde HMK. mad. 119/2 uyarınca kesin süre verilip bu alacaklıların da davaya dahil edilmesi, duruşma açılması, şikayet dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması, varsa savunma ve delilleri değerlendirilerek uyuşmazlığın incelenmesi gerekirken, taraf teşkili yapılmadan dosya üzerinden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde yetkiye ve borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği- İtiraz dilekçesinin İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal sürede olduğu görüldüğünden, mahkemece, itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Gider avansının eksik olduğunun anlaşılması halinde, tamamlattırılması için HMK. mad. 120/2 gereğince verilecek iki haftalık kesin süre ile birlikte gider avansının nelerden ibaret olduğunun net olarak belirlenmesi ve tarafa avansın yatırılmamasının hukuki sonuçları konusunda uyarı yapılması gerektiği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmezse, ancak o takdirde davanın, "dava şartı yokluğu" sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği- İtiraz dilekçesi ekinde sunulan dekonta göre, 150 TL tutarındaki paranın PTT havalesi ile mahkemeye gönderildiği, tensip tutanağının birinci maddesi ile de gider avansının yatırıldığı anlaşıldığından, icra mahkemesince dava dilekçesinin kabulüne karar verildiği, 10.3.2015 tarihli celsede ise, borçlu vekilinin, gider avansını yatırmış oldukları, ancak iade edilmiş olması halinde tekrar yatıracaklarını beyan etmesi üzerine, mahkeme ara kararı ile; "davacı vekilince posta havalesi ile gönderilen avansın iade edilmiş olması durumunda, mahkeme veznesine 150 TL yatırması için iki hafta süre verilmesine" karar verildiği anlaşıldığından, başlangıçta borçlunun gider avansını yatırdığı ve fakat PTT'den iade edildiği anlaşıldığına göre; HMK. mad. 120/2. maddesi gereğince gider avansını yatırmak üzere borçluya HMK. mad. 94'e uygun süre verilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, borçluya kesin süre verilmeksizin ve avansın "gider" avansı olduğu belirtilmeksizin sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Açıkça şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesinin şikayeti konusuz kılmayacağı, her dava ve şikayetin, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirileceği, borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, dosya borcu, haciz konulan banka hesabındaki paranın gönderilmesi ile kapanmış olduğundan mahkemece, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Hüküm içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği, bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılmasının zorunlu olduğu-
Her davanın (takibin), dava tarihindeki (takip tarihindeki) koşullara göre çözümleneceği- Yetkisiz icra müdürlüğünce yapılan haciz işlemleri, icra müdürlüğünce işlemin iptal edilmişe de, "şikayetin konusuz kaldığı"ndan hüküm kurulmasına yer olmadığına değil, başvuru icra müdürlüğü kararından önce olduğundan, şikayet tarihindeki takip dosyası kapsamına göre şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Dosya kapsamından dava açılırken sunulan vekaletnamede davacı 3. kişi vekillerinin isimlerinin bulunduğu, dosyada Avukat .......a ait vekaletname bulunmamasına rağmen, tüm tebligatların sehven dosya ile ilgisi bulunmayan Avukat .......'a yapıldığı anlaşılmakla, davacı vekiline usulüne uygun tebligat yapılmamış olması dikkate alınmadan, dosyanın HMK'nun 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasının ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru görülmediği-