Mahkemece şikayetin mahiyeti dikkate alınarak, duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra, taraflara diyeceklerinin ve varsa delillerinin sorulup, satış talebi hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takip konusu alacaktan feragat edilmesi nedeniyle ortada takibi mümkün bir alacak kalmadığından, takibin devamı yönündeki icra takip işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerektiği- Tahsil harcının borçlu tarafından yatırılmadığından bahisle alacaklının yapmış olduğu feragatlerin hüküm doğurmayacağı yönünde gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu-
Takip talebi ve ödeme emrinde asıl alacak miktarının "1.543.591,00 TL" olarak gösterildiği, ancak takip konusu alacağın sebebi olarak gösterilen kredi sözleşmesi hesabının kat edilmesine ilişkin olarak alacaklı tarafından borçlulara gönderilen ihtarnamede bahsi geçen kredi sözleşmesi nedeniyle kullandırılan kredi tutarının "15.435,91 TL" olduğunun bildirildiği anlaşıldığından, alacaklının alacağın "15.435,91 TL olduğu"na ilişkin kabul beyanı da nazara alınarak, takip konusu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç aslının 15.435,91 TL olduğunun, takip talebi ve ödeme emrinde asıl alacak olarak 1.543.591,00 TL'nin yazılmasının ise rakamlar arasına konulan nokta işaretinin yanlış konulması nedeniyle maddi hatadan kaynaklandığının ve bu durumun düzeltilmesinin her zaman mümkün olduğunun, alacaklının şikayete konu talebinin alacağın bir kısmından feragat niteliğinde olmadığının kabulü gerektiği-
HMK. mad. 324 kapsamında eksik delil avansının yatırılması için (avansın hangi işlere ilişkin olduğunun, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağı açıkça belirtilerek ve kesin sürenin sonuçları hatırlatılıp) borçluya usulüne uygun süre verilerek oluşacak sonuca göre şikayet hakkında karar verilmesi gerektiği-
Bir ticari işletme dolayısıyla teşebbüs olan sanayi sitesindeki oto tamirhanesinde haczedilen eşyaların, sermaye ağırlıklı olduklarından, borçlunun tamircilik mesleğini yürütmesi için zorunlu alet ve edevattan kabul edilemeyeceği, bu durumda borçlunun ekonomik faaliyeti, bedeni çalışmasından ziyade, sermayesine dayandığından, mahcuz malların haczedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, o halde mahkemece, haczedilen eşyalara ilişkin şikayetin reddi gerekeceği- Her ne kadar İİK'nun 18/3. maddesi gereğince aksine hüküm bulunmayan hallerde duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerekeceği-
İcra mahkemesi kararlarının, genel mahkemede sonuçlandırılacak ihtilaflar yönünden kesin hüküm teşkil etmez ise de, bu kararlardan önce verilen kararın kesinleşmesi koşulu ile sonradan oluşturulacak aynı konuda, aynı takiple ilgili ve tarafları aynı olan karar yönünden birbirine karşı kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı-
Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin icra mahkemesince duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği-
Ortaklığın giderilmesi suretiye yapılan ihalede taşınmazı satın alan hissedarlardan ihale alıcısı şikayetçinin, "KDV'nin %1 oranında tahakkuk ettirilmesi gerekirken %18 olarak uygulanmasının doğru olmadığını" ileri sürerek icra mahkemesine başvurmuş olup icra müdürlüğü tarafından yaptırılan kıymet takdiri raporunda ihale konusu taşınmazın yüzölçümünün 75,49 m² olduğunun belirtildiğinden, mahkemece, taşınmazın satışında uygulanacak KDV oranının tespiti için gerek görülmesi halinde vergi uzmanı bir bilirkişi marifetiyle taşınmaz üzerinde inceleme de yapılarak hangi oranda KDV alınacağının belirlenmesi gerektiği-
Takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığına ilişkin şikayetin süresiz olarak ileri sürülebileceği- İcra emri tebliği üzerine, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK. mad. 581 vd. kapsamında icra kefalet işleminin, İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Şikayet tarihinden önceki bir tarihte mahkeme kararı ile borçlunun kısıtlanmasına karar verildiği görüldüğünden şikayetin incelenebilmesi için TMK. mad. 403 ve devamı uyarınca önce vasinin icazetinin bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği, icazetinin bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK. mad. 462/8 'e göre, izin alması için vasiye yeterli süre verilip bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiği, vesayet makamınca izin verilmesi halinde işin esasının incelenmesi gerektiği-