Yeni yönetim seçilinceye kadar görev süresi biten kooperatif yönetim kurulu üyelerinin üyelerin zorunlu olarak görevlerinin devam edeceğinin kabulü gerektiği-  Kooperatif yönetim kurulu üyelerinin Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıp mahkum olmalarının, yeni yönetim kurulu üyeleri seçilmediğinden, kooperatife bir kayyım ataması da yapılmadığından sonuca etkili olmadığı- Kooperatif aleyhine yapılan icra takip işleminin, acil ve süreli işlemlerden olması, itirazın kooperatifin hak ve menfaatlerine uygun olduğu dikkate alınarak, icra müdürlüğünce takibin durdurulması isteminin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu-
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verip bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedeceği-
Borca itiraz başvurusunun icra  mahkemesince mutlaka duruşma açılarak incelenmesi gerektiği-
İhalenin feshi istemi, HMK'nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava olmadığına göre, ihalenin feshi davalarında davayı kabul mümkün olup, kabulün sonuç doğurması için, borçlu tarafından yapılan şikayette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerekeceği-
İcra mahkemeleri önlerine gelen takip hukukuna yönelik şikayet, itiraz ve itirazın kaldırılması talepleri hakkında ya kabul ya da ret kararı verebilecekleri, görevsizlik kararı veremeyecekleri- İİK'nun 68. maddesine göre itirazın kaldırılması isteminde icra mahkemesinin görevli olduğu- Mahkemece, takip ve dava tarihi itibariyle davacının apartman yöneticiliğini temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı, dayanak belgelerin İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olup olmadığı yönünde işin esasının incelenmesi gerekirken "sulh mahkemelerinin görevli olduğu" gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı yabancı şirketin icra takibi için öngörülen yabancılık teminatının fahiş olduğunu ileri sürülerek teminat oranının indirilmesi için yaptığı şikayet üzerine, teminatın belirlenmesinde icra takibi nedeniyle karşı tarafın uğrayabileceği zararların da dikkate alınması gerektiğinden, mahkemece, yalnızca yargılama giderleri nazara alınarak teminat miktarının belirlenmesinin doğru olmadığı; şikayet konusu işlemde borçlulara atfı kabil bir kusur bulunmadığı halde aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Türkiye'de icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişilerin, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorunda olduğu- Teminatın belirlenmesinde icra takibi nedeniyle karşı tarafın uğrayabileceği zararların da dikkate alınması gerektiğinden, mahkemece yalnızca yargılama giderleri nazara alınarak teminat miktarının belirlenmesinin hatalı olduğu- Şikayet konusu işlemde, borçlulara atfı kabil bir kusur bulunmadığı halde aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacı müşterek malik tarafından ileri sürülen ihalenin feshi sebeplerinin gerekçeleriyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ileri sürülen fesih nedenleri irdelenmeden ve gerekçelendirilmeden, hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibine karşı borçlunun asıl dosyada, "icra takibinin mükerrer olduğunu, ayrıca, takipte fahiş faiz oranı ve miktarının talep edildiğini" ileri sürdüğü, bilahare, adı geçen borçlunun alacaklıya karşı aynı takibe ilişkin icranın geri bırakılması istemiyle yaptığı başvuruyla ilgili  eldeki asıl dosya ile birleştirme kararı verildiği, ancak mahkemece, sadece asıl dosya yönünden inceleme yapılarak şikayetin reddine karar verildiği görülmüş olup mahkemece, HMK. mad. 166 ve 297/2 uyarınca birleşen dosya hakkında da hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ve dürüstlük kuralına da aykırı değil ise, alacaklının HMK'nun 124/3-4 maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak sureti ile bu yanlışlığın düzeltilmesinin mümkün olduğu-