Ortaklığın giderilmesi için açılan davada, davacı baba ve velayeti altındaki çocuklar arasında menfaat çatışması bulunduğu nazara alınarak, çocukları davada temsil etmek üzere kayyım atanması için yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması ve atanacak kayyımın duruşmaya çağrılması gerektiği-
Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildiğine göre, 360,00 TL maktu vekalet ücreti yerine duruşmalı işler için düzenlenen 600,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun çalışmakta olduğu kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK. mad. 140/1 anlamında sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda "maaş haczinde birinci sırada yer alması gerektiğini, davalı alacaklının gerçek bir alacağı olmadığını" ileri süren davacı alacaklının açtığı davanın  (TBK. mad. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü gerektiği-
TC. Anayasasının benimsediği yargılamanın aleniyeti ilkesi gereğince yargılamanın açık olarak yapılıp yargılamanın sonunda verilen kararın da açıkça belirtilmesi gerektiği, HMK'nun 298/2. maddesi gereğince, sonradan yazılacak gerekçeli kararın da bu kısa karara uygun olması gerektiği, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 10.04.1992 tarih, 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının bozma nedeni olacağı içtihat edilmiş bulunmasına göre, mahkemece yapılacak iş; bozmadan sonra kısa karar ile bağlı olmaksızın çelişkiyi gidermek kaydıyla vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
Halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda icra mahkemesinin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerektiği-
6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce başlatılan icra takiplerinde, 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü gerektiği- Bir mahkemenin Yargıtay Dairesi'nce verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğacağı (usuli kazanılmış hak)- 
Aynı konudaki talep üzerine talebin mükerrerlikten reddine karar verilmesi gerektiği-
İhale alıcısı şikayetçilerin aynı taleplerini ileri sürdükleri bir başka dosyada şikayetin reddine kararı verildiğini, bu kararı temyiz etmeden yeniden aynı talepte bulunduklarını ileri sürdüğünden, mahkemece, öncelikle anılan icra mahkemesi dosyası incelenerek, derdestlik ya da kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi gerektiği-
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde tanık deliline dayandığı anlaşıldığından, belirttiği tanıkların isimlerini bildirmesi için kesin süre verilerek tanıklarını bildirdiği takdirde dinlenerek fesat iddiası konusunda bir değerlendirme yapılması gerekirken eksik incelemeyle ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Ek ödemenin -maaş gibi, İİK. mad. 83 çerçevesinde- kısmen haczedilebileceği- İcra mahkemesince, haczin kaldırılması ve iptaline ilişkin şikayetin duruşma açılarak incelenmesi gerektiği-