Davacı borçluya gönderilen duruşma gününü bildirir davetiyenin; "muhatap ve aile fertleri tebliğ anında şehirde olduğu komşusundan öğrenildi. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre imtina edilen tebliğ evrakı Perşembe Köyü muhtarına tebliğ edildi, 2 No'lu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı ve komşusuna haber verildi" şerhi ile tebliğ edildiği, muhatabın, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğinin tevsik edilmediği görülmüş olup, buna göre, duruşma gününün bildirilmesine ilişkin olarak çıkarılan davetiyenin tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olarak yapılmadığı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, davacı borçluya usulüne uygun duruşma günü tebliğ edilmeden, HMK'nın 150/1. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına, daha sonra da aynı Kanun'un 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemenin, HMK'nun 120/2. maddesi uyarınca gider avansının yatırılması hususunda vermiş olduğu ara kararının borçluya tebliğ edilmediği, dolayısıyla sonuç doğurmayacağı anlaşılmakla, mahkemece, anılan ara kararı usulünce tebliğ edilmeden HMK'nun 115. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Hükmün gerekçe kısmı, "İİK'nun 83. maddesi uyarınca maaşların kısmen haczinin kabil olduğu, bu miktarın da 1/4'den az olamayacağı" şeklinde iken, hüküm fıkrasının 1. bendinde "şikayetin kabulü ile ...sayılı takip dosyasından borçlunun ... Bankasında bulunan maaş hesabı üzerindeki haczin, ... İcra Müdürlüğü'nün belirtilen dosyasına münhasıran kaldırılmasına, maaş üzerindeki diğer icra müdürlüğü tarafından konulan haczin 1/4 üzerinden devamına..." şeklinde olduğundan, ilamın hüküm kısmının, bu haliyle hem çelişkili olduğu, hem de şikayete konu olmayan başka bir icra dosyasında uygulanan haciz hakkında da mahkemece karar verilmiş olduğu ve bu nedenle infazda tereddüt oluşturacağı-
Hakim, HMK'nun 26. maddesi gereğince tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğinden ve asıl şikayet dosyasında, borçlu şirketin, çek tazminatına ilişkin bir şikayeti bulunmadığından, asıl dosya yönünden çek tazminatının iptali yönünde hüküm tesisinin yerinde olmadığı-
Borçluya usulüne uygun olarak duruşma davetiyesi tebliğ edilmemiş olup, mahkemece duruşma gününden haberdar olmadığı halde, duruşmaya gelmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına ve daha sonra da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin, HMK'nun 150/1. maddesindeki koşullar oluşmadığından isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesince hükmolunan yargılama giderinin neden ibaret olduğunun açıklanarak buna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilen son celseden bir gün önce, muteriz borçlu vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu ve bu dilekçenin aynı tarihte Uyap sistemine kaydedildiği anlaşıldığından, mahkemece borçlu vekilinin mazeret dilekçesi değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, öncelikle yetki itirazının çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise; işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, birleştirilen davanın davacısına da duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekeceği-
Tefhim edilen kısa kararda, sadece şikayetin reddine karar verilmiş, gerekçeli kararda ise; şikayetin reddi ile beraber şikayetçinin feshi istenilen ihale bedelleri toplamının yüzde onu oranında para cezasına mahkumiyetine hükmedilmiş olması halinde,kısa karar ile gerekçeli karar arasında para cezası yönünden çelişki meydana getirilmiş olacağı-