Tasarrufun iptâli davasına konu olan malın üçüncü kişinin elinden çıkmış olması ve malı elinde bulunduran kimse için -kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı için- iptâl isteminde bulunulmaması ya da bu istemin reddedilmesi halinde, üçüncü kişi hakkında malın elinden çıktığı tarihteki değerine hükmedileceği yani bu durumda iptal davasının eda davasına dönüşmüş olacağı ve bu kişi için para borcu hükümle doğmuş olacağından faizin de bu tarihten itibaren başlatılması gerektiği-
İİK. 277 vd.na göre alacaklı tarafından «geçici aciz belgesi»ne (İİK. 105/11) dayanılarak- açılmış olan «tasarrufun iptali davası», takip konusu alacağın bağlı olduğu zamanaşımı süresini keser mi?
İptale tâbi tasarruf konusu taşınmazın (taşınırın) davalı (borçlu ile işlemde bulunan üçüncü kişi) tarafından elden çıkarılmış olması ve alıcının da iyi niyetli bulunması halinde mahkemece “taşınmazın (taşınırın) satış tarihindeki değerinin -alacak ve ferileri ile sınırlı olarak- davalıdan tahsiline” karar verilmesi gerekeceği (Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde dava konusu taşınmazı "taşınırı" borçludan satın alan kişinin kötü niyetli olduğunun davacı-idare tarafından kanıtlanamaması halinde, davanın “bedel”e dönüşeceği "6183 s. K.31", borçludan aldığı taşınmazı "taşınırı" elinden çıkarmış olan davalının, bunun elden çıkarıldığı tarihteki keşfen belirlenen gerçek bedelini -davacı alacaklının alacağı ve eklentileriyle sınırlı olarak-davacıya ödemekle yükümlü olacağı)
Alacaklının açmış olduğu -muvazaa nedenine dayalı- "tasarrufun iptâli davası"nı kazanmış olması halinde, "borçlunun aciz halinde bulunduğu"ndan söz edilemeyeceğinden, İİK. mad. 143/IV hükmünün uygulanamayacağı–
Borçlu ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin "tapuda gösterilen" miktar dışında ayrıca diğer davalı borçluya ödemede bulunmuş olduğunu iddia ve isbat etmiş olmadıkça tapuda gösterilen satış bedeli ile taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri arasında fahiş bir fark bulunması halinde- yapılan satış işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Tasarrufun iptali davası sonucunda verilen iptal kararı ile, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin tekrar borçluya dönmeyeceği, satış sonrası elde edilen para alacaklıya ödendikten sonra kalanının -borçludan taşınmazı almış olan- üçüncü kişiye ödeneceği–
İptâl davası sonucunda, dava konusunun taşınmaz (satışı) olması halinde, davalı üçüncü kişi üzerindeki kaydın düzeltilmesine (ve tekrar borçlu adına tesçiline) gerek kalmadan, davacı-alacaklının, o taşınmazın "haciz" ve "satış"ını isteyebileceği-
İptal davalarının maksadının (İİK’nun 278, 279 ve 280. maddelerde yazılı borçlunun borcun doğumundan sonra yaptığı) -mevcudunu azaltmaya yönelik- tasarrufların butlanına hükmettirmek olduğu-
Tasarrufa konu olan taşınırın/taşınmazın dava tarihinden önce davalı-üçüncü kişi tarafından başka bir dördüncü-kişiye devredilmiş olması halinde, mahkemece “tasarrufun iptali davasının husumet yönünden reddine” karar verilemeyeceği (açılmış olan davaya; tazminat davası olarak devam edileceği)