5747 sayılı Kanun'a göre tüzelkişiliği sona eren belediyeden devren gelen işçinin ücretinde, işçinin yazılı rızası aranmaksızın yeni işveren olan Belediye tarafından encümen kararı ile indirim yapılmasının mümkün olmadığı, fark ücreti isteminin 5216 sayılı Kanun'un Ek 2. maddesi gözetilerek hüküm altına alınması gerekeceği-
İşe iade davası sonunda işçinin sözleşmenin feshedildiği şartlarla eski işine dönmesi asıl ise de, işe başlatma anına kadar işçi ücretlerine gelen artışlar ilave edilerek işe başlatılması gerektiği ve yöntemine ve mevzuata uygun olarak gerçekleşen ücret değişiklik ve indirimlerinin de işe başlatma anında dikkate alınması gerektiği- Davalı işveren, davacıya işe başlatılması için yaptığı başvuru tarihinde tek olan satış ve pazarlama müdürlüğü pozisyonunu dolu olması nedeni ile fesih tarihinde aldığı ücret ve prim hakkını korumak sureti ile "ürün yöneticiliği" pozisyonunu teklif etmiş ve bu pozisyonun, davacı vekilinin işe iade davasının yargılaması sırasında verdiği dilekçe içeriğinden satış ve pazarlama müdürlüğü pozisyonuna benzer bir pozisyon olduğu anlaşıldığından, davacı tanıkları yeni önerilen pozisyonda özel sağlık sigortası olmadığını beyan etmişlerse de, davacı tanıklarının davalı işverenin yaptırdığı grup sigortasının kapsamında olduklarına dair alınan belgelerden işyerinde çalışanların hepsinin davalı şirket grup sigortası kapsamında kaldıkları ve fesihten önce müdür olan davacıya tahsis edilen araç müşterileri dolaşması ve işini yapması için verilmiş olduğu görüldüğünden, davacı her ne kadar işe iade için süresinde başvurmuşsa da işverenin işe başlama davetine haklı bir neden olmadan uymadığı ve işe başlamadığı dikkate alındığında, işe iadenin sonuçlarından yararlanmasının mümkün olmayacağı- Mahkemece, davacının işe başlamama hakkını kullanmasının haklı nedene dayalı olmadığı gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
İş sözleşmesinin geçerli nedenle fesh edilip edilmediği hususundaki uyuşmazlıkta, işverence davacının ara dinlenme sürelerinin aşıldığını gösteren üretim alanına giriş çıkış kayıtlarında savunulduğu gibi süre aşımı görünmekte ise de davacı taraf beyanlarında kayıtların işverence değiştirilmeye müsait olduğunu, işyerinde üretim dışında ancak yine işle ilgili geçen sürelerin kayıtlarda görünmediğini, ayrıca feshin ölçülü de olmadığını iddia ettiğinden, davacının iddialarının araştırılması için ilgili dönemde işyerindeki diğer işçilerin söz konusu giriş çıkış kayıtlarının getirilip diğer işçilerde de benzer süre aşımlarının olup olmadığı belirlenip, işverenin eşit davranıp davranmadığı, yine kayıtlara müdahale durumu olup olmadığı ortaya konduktan sonra çıkan sonuca göre feshin geçerliliğinin belirlenmesi gerektiği-
Sendikaya, önceki yazılarında belirtilen 26 kişinin hangi tarihlerde sendikaya üye oldukları, üyeliklerinin hangi tarihte ve ne şekilde sonlandırıldığı, sendikadan istifa edip etmedikleri, işyerinde çalışmaya devam edip etmedikleri, iş sözleşmeleri işveren tarafından feshedilmiş ise fesihlerin hangi tarihlerde gerçekleştiği ve işverenin fesih gerekçesinin ne olduğu, üyelikten istifa edilmiş ise istifa edenlerin işyerinde çalışmaya devam edip etmedikleri, halen sendika üyesi olup işyerinde çalışan kişilerin bulunup bulunmadığı gibi konuların sorularak davacının iş akdinin feshinden önce ve sonraki yakın aylarda işçi çıkarılması ve yeni işçi alımı yapılıp yapılmadığının ilgili ... biriminden belirlenerek feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığının tespit edilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İşverenin fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorunda olduğu- Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse, aynı Kanun'un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediğinin kabul edileceği- İşverenin haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshettiği durumda fesih bildiriminin yazılı yapılması şartı aranmayacağı-
İş akdinin haklı veya geçerli bir nedenle feshedildiği davalı işverence ispat edilemediğinden ve davalılar arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin hukuka uygun olduğu ve muvazaa bulunmadığı anlaşıldığından davacının şirkete işe iadesine ilişkin karar yerinde olduğu- Davacı tarafça dosyaya sunulan yerel basında yer alan Belediye Başkanının fesihler üzerine basına verdiği demeçlerden, feshin davalı işverenin desteklediği sendikaya üye olunmaması, istenilmeyen sendikaya üyeliği nedeniyle yapıldığı ve feshin sendikal nedene dayandığı anlaşılmakla sendikal tazminat talebinin kabulü gerektiği-
Davacı tanıkları, "davacının iş akdine diğer işçiler ile birlikte sendikal nedenle son verildiğini" ve davalı tanıkları ise "davacının iş akdine ekonomik nedenle işveren tarafından son verildiğini" beyan etmiş olduğu, davacı hakkında tutulan devamsızlık tutanaklarına rastlanılmamış olduğu görüldüğünden, davacının iş akdine işveren tarafından ekonomik nedenler ile son verildiği ve yazılı bildirim yapılmadığından feshin öncelikle şeklen geçersiz olduğu- Asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığıyla ilgili olarak, mahkemece öncelikle, davalılara ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirketlerin ana sözleşmeleri, şirketlerin adres ve ortaklarını gösterir belgeler Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden getirtilmesi, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve ekleri istenmesi, Müfettiş rapor ve eklerinin getirtilmesi, konusunda uzman 3 bilirkişiden oluşacak heyet ile işyerinde keşif yapılarak ve bilirkişilere işyeri kayıtları üzerinde inceleme yapma yetkisi verilerek, davacının işyerinde tam olarak ne iş yaptığı, yaptığı işin davalının asıl işi mi yoksa yardımcı işi mi olduğu, asıl işi ise uzmanlık gerektirip gerektirmediği, yapılan işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında olup olmadığı, davacı ile aynı işi yapan asıl işverenin işçisi bulunup bulunmadığı, hizmet alım sözleşmesinin işçi temini amacı taşıyıp taşımadığı, alt işveren işçilerinin emir ve talimatları kimden aldığı, işçi alma ve çıkarmada kimin yetkili olduğu, alt işveren şirketin davalı şirket ile arasındaki hizmet alım sözleşmesinin sona ermesinden sonra işyeri kapanmasını gerekçe göstererek çıkışlar yaptığı da dikkate alındığında alt işveren şirketin ekonomik ve hukuki bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davacının çalıştığı işyeri dışında başka bir işyeri ya da davalı şirketin dışında çalıştığı bir şirket, yapmış olduğu bir hizmet alım sözleşmesi ya da aldığı bir ihale olup olmadığının araştırması gerektiği- Sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması yapılması gerektiği-
Mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerektiği- İş güvencesi niteliğindeki bu tazminatın işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği ve maddede belirtilen alt ve üst sınırların aşılamayacağı-
İşverenin yaptığı feshin geçersizliğine ve işçinin iş iadesine karar verilmesine rağmen işçiyi işe başlatmayan işverenin, en az 4 aylık en çok 8 aylık ücret tutarındaki tazminatı, işçiye ödemesi gerektiği-
Herkesin meşru vasıta yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia savunma hakkına sahip olduğu- Maddenin düzenleniş biçimi itibariyle kişinin arama özgürlüğünün güvence altına alındığı- Kişinin, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendisine zarar veren kişilere karşı, zarar gören haklarının korunmasını, isteme yetkisine sahip olduğu- Herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel özgürlüklere sahip olduğu- Herkesin yaşama, maddi manevi varlığını koruma geliştirme hakkına sahip bulunduğu-