Davacıyı iş akdinin feshedildiği tarihteki işinde tekrar işe başlatmayıp, il dışı işyeri öneren işverenin davacıyı işe başlatmadığının kabulü gerektiği-
Davacı işçi hakkında hamilelik nedeniyle yapılan iş akdinin feshi işlemi, İş Kanunu'nun 18/3-d maddesi gereğince geçersiz sayılıp, işçinin işe iadesi ile işe başlatılmaması halinde aynı yasanın 21.maddesi gereğince iş güvencesi (işe başlatmama) tazminatına hükmedileceği, dava konusu fesih işlemi ayrıca ayrımcılık yasağını ihlal etse bile aynı zamanda ayrımcılık tazminatına hükmedilemeyeceği, zira fesihte işe başlatmama tazminatının fesih sebebine göre belirlenmesinin, ayrımcılığı da yaptırıma bağlayacağı-
Kısmi olarak açılan davada, davacı vekilinin bilirkişi hesap raporundan sonra ıslah sureti ile alacakları arttırdığı ve davalı vekilinin ise ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunduğu, hüküm altına alınan fazla mesai çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının kısmi olarak istenen miktar dışlandığında kalan kısmında ıslah tarihine göre geriye beş yıllık süre dikkate alındığında bu süre dışında kalan miktarların zamanaşımına uğradığı, mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı itirazının dikkate alınmadan ve bu konuda ek rapor alınmadan fazla mesai çalışmaları karşılığı ücretin hüküm altına alınmasının isabetsiz olduğu-
İşçinin ölümü feshi izleyen dört ay geçtikten sonra gerçekleşmiş olmakla, ölen işçinin mirasçılarına dört aylık süre için boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesi gerekeceği-
Davacı işçinin iş sözleşmesinin, işyerinde yeniden yapılanma ve alt işveren uygulamasına gidilmesi nedeniyle feshedilmiş olup, davacının işe iadesine dair kararın Yargıtayca onandığı, davacının ise temyiz incelemesi sırasında vefat ettiği, mirasçılara, lehine işe iade ve tazminat kararı verilen işçinin işe iade kararı kesinleşmeden ölmesi nedeniyle, işe iade davası ile hüküm altına alınan işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre alacaklarının ödenmesi talepli davada, davacı, işe iade davasını açmakla işe iade iradesini belirttiğinden, ölen işçinin mirasçılarına dört aylık süre için boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödemesi gerektiği-
Çalışma şartlarının, tarafların karşılıklı uzlaşmaları ile değiştirilmesinin her zaman mümkün olduğu- Çalışma şartlarında değişiklik konusunda işçinin rızasının yazılı alınmasının kanun gereği olduğu, aynı zamanda işverence değişiklik teklifinin de yazılı olarak yapılması gerektiği- İşçinin çalışma şartlarında yapılmak istene değişikliği usulüne uygun biçimde yazılı olarak ve süresi içinde kabul ettiğinde, değişiklik sözleşmesinin kurulmuş olacağı, işçinin değişikliği kabulünün sadece bu işlem yönünden geçerli olduğu-
İş sözleşmesinde, gerektiğinde çalışma koşullarında değişiklik yapabileceğine dair düzenlemeler bulunması halinde, işveren, yönetim hakkını kötüye kullanmamak ve sözleşmedeki sınırlara uymak kaydıyla işçinin çalışma koşullarında değişiklik yapma hakkını sürekli olarak kazanmış olacağı- Davacının prim alarak çalıştığı, işçiye primin kaldırılacağı yazılı olarak bildirilmemiş, işçinin muvafakati alınmadığından, bu durum karşısında primin kaldırıldığından söz edilemeyeceği-
Davacının, yıllık yasal sınır olan 270 saatten fazla mesai yaptırıldığı ve bu hususun çalışma şartlarının uygulanmaması olduğu iddiasıyla iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürdüğü olayda, her yıl için fazla çalışma yapmaya muvafakat ettiğine ilişkin verdiği bir belgenin dosyada bulunmadığı, ücrete, fazla çalışma karşılıklarının dahil olmasının ise, peşinen muvafakat niteliğinde olmayıp, mahkemece 270 saati aşan çalışmaların varlığının araştırılıp var olduğunun tespiti halinde, davacının fesih hakkının doğduğunun kabul edilmesi gerektiği-
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunda olduğu- Davalı şirket temyiz dilekçesinde mücbir sebebe dayanmış ise de, gerek fesih sebebinin değiştirilemeyeceği kuralı, gerekse somut olay özelinde bir mücbir sebepten bahsedilecekse bunun işçi açısından söz konusu olabileceği göz önünden bulundurularak davalının bu beyanına itibar edilmediği- Davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilip feshedilmediği, fesih geçersiz ise davacının kime iade edileceği problemlerinin çözümü için davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığının belirlenmesi gerektiği- Mahkemece davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre iş sözleşmesinin feshinde geçerli neden bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerektiği-
Aylık ücretinin sadece sefer priminden oluştuğunu ikrar eden yurt dışı tır sürücüsünün asgari ücret talebinin reddedilmesi gerekeceği; Avrupa ülkelerinde hafta tatili günlerinde tır kullanma yasağı olduğundan, hafta tatili ücretinin de reddedilmesi gerekeceği-