TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > Madde 49 - I. Genel olarak
Dava,trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olduğu-2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği- Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşeceği-Somut olayda uyuşmazlığın, haksız eylemden kaynaklanmakta olduğu- Davalıya davadan önce başvuru yapılmadığı anlaşılmakla, davalı, dava tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılacağı- Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahip olduğu- O halde, davacılar eş, çocuklar için davalı yönünden faiz başlangıcının asıl ve ek davaya konu edilen kısım yönünden asıl dava tarihi (05.10.2012) olarak kabulü gerekeceği-
Haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin yargılama sonunda, davalılardan biri hakkındaki hüküm istinaf edilmemek üzere kesinleşmesine rağmen, davacının talebi aşılarak onun hakkında da istinaf incelemesi yapılmasının kamu düzenine ilişkin olmadığı, kararın davacı yararına bozulması gerektiği-
Davacının aracında oluşan hasar, aşırı yağan yağmurdan dolayı derenin taşması suretiyle meydana geldiğine göre 2560 sayılı Kanun’un 2 ve 25. maddeleri gereğince davalı İSKİ tarafından yetki ve görevi dahilinde bulunan yağmur sularının toplanıp yerleşim yerlerinden uzaklaştırılamaması nedeniyle derenin taşması sonucu meydana gelen zararlardan dolayı İSKİ Genel Müdürlüğü'nün sorumlu tutulabilmesinin mümkün olduğu-
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğinden davanın husumetten reddi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkin davada "ıslah talebinin zamanaşımına uğradığı" ile ilgili defi yönünde olumlu ya da olumsuz karar verilmeksizin hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Mahkemece, davacı hakkında yayınlanan haberin gerçeği yansıtmadığı, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25. maddeleri gereğince davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği- 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. maddesine göre (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi) “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırı olduğu-Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunmasının gerekli olduğu- Somut olayda davacı, dava konusu haberler nedeniyle işten ayrıldığı ve başka iş bulma imkanı kalmadığı iddiası ile ayrıca maddi tazminat isteminde bulunmuş ve mahkemece de takdiren 3.000 TL maddi tazminata hükmedildiği ancak dosya kapsamında salt dava konusu haberler nedeniyle davacının işsiz kaldığı, başkaca iş bulamadığı hususu ispatlanamadığından dava konusu haberler ile davacının işinden ayrılması arasında uygun illiyet bağından söz edilemeyeceği; şu durumda mahkemece 'davacının ispatlanamayan maddi tazminat isteminin reddine' karar verilmesi gerekeceği-