Trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemi- Davacının yeniden muayenesi de yapılarak kaza nedeniyle maluliyeti oluşup oluşmadığı ve varsa maluliyet oranının, 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için, en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerektiği-
Davacı banka şubesi tarafından ödeme yapılmak suretiyle borcun kapatıldığı bildirilmiş olduğundan mahkemece davanın tümü hakkında, yapılan ödeme nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemi- İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, dosyadaki raporu da irdelenmek suretiyle kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, Adli Tıp Kurumu ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınıp, sonucuna göre, temyiz eden davalı lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
Trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemi- Vekalet ücreti-
İstihkak davaları açısından İİK 97/15'de düzenlenen tazminatın icra hukukuna özgü götürü bir tazminat niteliğinde olduğu ve genel hükümlere dayanılarak açılan gerçek zararın tazminine yönelik davalar yönünden engel oluşturmayacağı- Üçüncü kişinin lehine sonuçlanan istihkak davasına ilişkin kesinleşen kararda, "davalı alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilmemiş olması", genel hükümlere dayalı tazminat davası açılmasına engel değilse de, davalı şirketin davacıya zarar vermek amacıyla hareket etmediği, kötü niyetinin ve ağır kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından, davalının manevi tazminattan dolayı sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı- Davacı şirketin  muhafaza alınan alınan tezgâhları yeniden edinebileceği ve faaliyete geçirebileceği makul süre belirlenerek haciz tarihi ile yeniden edinebileceği tezgâhları faaliyete geçireceği tarih arasındaki "kazanç kaybının", o tarihteki işyeri kapasitesi ve vergi durumu da araştırılarak belirlenmesi ve bu şekilde belirlenen zararın maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması gerektiği- "Manevi tazminat için ağır kusurun varlığı şart olmadığından ve davalının manevi tazminat sorumluluğunu gerektirir kusurlu bir eylemi bulunduğundan, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği" ve "davalının kötü niyetli olmadığı gibi maddi tazminat sorumluluğunu gerektirir kusurlu bir eylemi de bulunmadığından maddi tazminat talebinin reddi gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davasında Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ya da üniversitelerin adli tıp bölüm başkanlıklarının, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği- Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında ve yasal mevzuata uygun şekilde kazadan sonra oluştuğu belirtilen rahatsızlık nedeniyle davacıda kalıcı maluliyet bulunup bulunmadığı, kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği, belirtilen rahatsızlığın süreklilik arz edip etmediği ve sürekli değilse ne kadar süre devam edeceği tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesi gereği, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretin altında kalması durumunda AAÜT'nin 17. maddesi gereğince karar yılındaki maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davacı tarafından başvuruda ibraz edilen maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere uygun biçimde düzenlendiği gözetilmek suretiyle inceleme yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle itirazın kabulüne karar verilemeyeceği-
Davacının, bağımsız bölümünde oluşan zararının giderilmesi ve su sızıntısının önlenmesine yönelik olarak projeye aykırılığın eski hâle getirilmesine ilişkin açtığı davanın kesinleşmesini beklemesi ve kesinleşen kararı icra kanalı ile infaz ettirmesinde davacıya kusur izafe edilemeyeceği, Kat Mülkiyet Kanunu’nun 23. maddesinin davacıya yükümlülük getirmediği, davalıların dürüstlük ilkesine aykırı davrandığı- "Eski hâle getirmenin tam olarak yerine getirilmemesinde davacının da kusuru olduğu, eski hâle getirme davasında davacı tarafa da yetki verildiği, mülkiyet hakkına ilişkin dava açılmış ve sürmekte olması ve infazın geç yapılabilmiş olmasının davacıya haksız fiil sorumluluğu bakımından gecikme hakkı vermeyeceği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Evlilik birliği devam ederken, davacının eşi ile evli olduğunu bilerek birlikte olan davalının bu eylemi nedeniyle davacının manevi tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı-
Temyiz etmiş olsa dahi ceza dosyasında yer alan ve davacıların imzasını taşıyan yazılı belgelerin aksinin ispatina yönelik yeni delil bulunmadığından ceza dosyasında verilen sonucun değişmeyeceği davacıların manevi tazminat istemleri yönünden illiyet bağı kesilmiş olduğunun gözetilmesi gerektiği-