TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > Madde 49 - I. Genel olarak
Davacının dava dilekçesinde yalnızca "geçici maluliyete" ilişkin talebinin bulunduğu, ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde bulunmayan beden gücü kaybı sebebiyle istenen maddi tazminat yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin kabul edilemeyeceği- Trafik kazası sonucu "cismani zarara" uğradığını belirtip maddi tazminat isteminde bulunan davacı, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat miktarını beden gücü kaybından kaynaklanan zararını da eklemek suretiyle arttırdığından ve cismani zarara ilişkin belirleme, geçici iş gücü kaybı zararı yanında, beden gücü kaybı zararını da kapsadığından, beden gücü kaybına ilişkin zararla ilgili olarak da işin esasının incelenmesi gerektiği-
Davacı/zarar görenin saklamakla yükümlü olduğu (üçüncü kişilerin eline geçmesini engellemek konusunda taahhütte bulunduğu) kişisel bilgilerinin kötüniyetli üçüncü kişilerce kullanılmak suretiyle davalı banka şubesindeki hesabında işlem yapılması ve kişisel bilgilerinin bankanın sisteminden ele geçirilmiş olmadığının anlaşılması durumunda davacının kusur ihmalinden söz edilebilir mi?
Çıkar amaçlı suç örgütüne yardım etmek suçundan ceza evine gönderilen davacının araçlarına el konulması ve sonrasında iade edilmemesi şeklinde gelişen olayda, uyuşmazlık haksız el koyma nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece hükmedilecek tazminatın hesabında araçların 6 yıl boyunca yediemin deposunda tutulması nedeniyle değer kaybının dikkâte alınması gerekir mi?
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddelerinde düzenlenmiş bulunan teselsül kurallarının, birden çok kişinin birlikte bir zarara yol açması ve aynı zarardan dolayı sorumlu olmaları durumuna ilişkin olup zarara yol açanlar ile zarar gören arasındaki ilişkinin düzenlenmesine yönelik olduğu-Eldeki davanın, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olduğu- Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulacağı- Diğer bir deyişle; olay nedeniyle dava dışı polis memuruna nakdi tazminat ödeyen davacı idare, kusuru oranında sorumlulara rücu edebileceği-Şu durumda, rücuda teselsül olmayacağından, davalıların olayın meydana gelmesinde eşit oranda kusurlu olduğu ve davaya konu tazminattan mütesaviyen sorumlu tutulması gerektiği nazara alınmaksızın mahkemece takdir edilen zararın tamamından müteselsilen sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediği-
Dava,trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olduğu-2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği- Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşeceği-Somut olayda uyuşmazlığın, haksız eylemden kaynaklanmakta olduğu- Davalıya davadan önce başvuru yapılmadığı anlaşılmakla, davalı, dava tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılacağı- Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahip olduğu- O halde, davacılar eş, çocuklar için davalı yönünden faiz başlangıcının asıl ve ek davaya konu edilen kısım yönünden asıl dava tarihi (05.10.2012) olarak kabulü gerekeceği-
Haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin yargılama sonunda, davalılardan biri hakkındaki hüküm istinaf edilmemek üzere kesinleşmesine rağmen, davacının talebi aşılarak onun hakkında da istinaf incelemesi yapılmasının kamu düzenine ilişkin olmadığı, kararın davacı yararına bozulması gerektiği-
Davacının aracında oluşan hasar, aşırı yağan yağmurdan dolayı derenin taşması suretiyle meydana geldiğine göre 2560 sayılı Kanun’un 2 ve 25. maddeleri gereğince davalı İSKİ tarafından yetki ve görevi dahilinde bulunan yağmur sularının toplanıp yerleşim yerlerinden uzaklaştırılamaması nedeniyle derenin taşması sonucu meydana gelen zararlardan dolayı İSKİ Genel Müdürlüğü'nün sorumlu tutulabilmesinin mümkün olduğu-
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğinden davanın husumetten reddi gerektiği-