Ayakkabıları teslim almayarak zararın artmasında davacının ortak kusurunun bulunmadığı ve haksız haciz nedeniyle oluşan zarar miktarından BK'nin 43 ve 44. maddeleri gereğince uygun miktarda indirim yapılmasına gerek olmadığı-
Şikayet üzerine ödeme emrinin, usulsüz tebliğ edildiğinin tespit edildiği, bu nedenle icra dosyasında yapılan tüm işlemlerin geçersiz sayılmasına karar verildiği böylelikle haksız olarak haczedilen ve muhafaza altına alınan ayakkabıların yedieminde kaldığı, davacının ayakkabılarının haksız bir şekilde haczedilip muhafaza altına alınarak yediemine teslim edildiği ve icra mahkemesince, yapılan haciz ve muhafaza işlemlerinin geçersiz sayılmasına karar verildiği göz önüne alındığında, hukuka aykırı olarak haczedilen malları teslim alması için davacının yediemin ücreti ödemesi beklenemeyeceğinden, yediemin ücretini ödeyerek ayakkabıları teslim alma yükümlülüğünün malları hukuka aykırı haczettiren davalıya ait olduğu-
Trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, 2918 sayılı Kanunun 109. maddesinin 2. fıkrasındaki 10 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınmamış, bu durum maddi hata olarak değerlendirilmiş, maddi hata bozmaya uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hakkın istisnalarından olduğu- Davacının maddi tazminat isteminin kabulüne yönelik ilk kararı usul ve yasaya uygun olmakla, maddi tazminat isteminin ıslahla artırılan kısmını zamanaşımı yönünden bozması maddi hataya dayandığından usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, davacının ıslahla artırdığı maddi tazminat istemi yönünden bozma ilamına uyularak verilen ret kararının usul ve yasaya uygun düşmediği, kararın bozulması gerektiği-
Hesap sahibinin bilgisi ve rızası dışında, ATM'den parasının çekilmesi olayında; usulsüz işlemler ile çekilen paraların aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olduğu, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının aynen devam ettiği, usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı taktirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebildiği, dava konusu olayda davacının banka kartının kopyalanmış olduğu, davacıya atfedilecek bir müterafik kusur isnadının mümkün olmadığı, davalı bankanın ise bir güven kurumu olarak mevduat hesabında bulunan paranın güvenliğini tam olarak sağlayamadığı ve kötüniyetli kişilerin işlemlerine karşı koruyamadığı, bu kişilerin eylem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemlerini geliştirmediği, bu sebeple usulsüz işlemleri engelleyememesinden ve objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olması nedeniyle oluşan zararın tümünden davalı bankanın sorumlu olduğu-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-
Trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen zararın giderilmesi istemine ilişkin davada; davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar kesinleşmişken, Uyuşmazlık Mahkemesi kararı sonrası eldeki esasa kaydı yapılarak yeniden yapılan yargılama neticesinde adı geçen davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddi yönünde hüküm tesis edilmiş olmasının usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemi-
Haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın giderilmesi istemi-
2330 sayılı Yasa kapsamında rücuen tazminat istemine ilişkin davada, davalının sorumlu tutulacağı tazminat miktarının da olay günündeki verilere göre belirlenmesi gerektiği- 2330 sayılı Kanun’un 3. maddesinde yaralanan görevliye ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek Devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamının davalıdan rücu edilemeyeceği- Davacı idarenin, davalıdan kaynaklanmayan nedenlerle daha geç nakdi tazminat ödemesi yüzünden artan tazminat miktarından davalının sorumlu olmayacağı-