İhtiyati haciz talep edenin, borçlu şirket tarafından düzenlenen ve vadesi geçmiş olan bononun lehtarı ve meşru hamili olduğu anlaşıldığından muaccel bir alacağın bulunduğunun kabulünün gerekeceği, alacağın rehinle temin edilip edilmediği hususunda dosyada bir açıklama ve delil bulunmuyor ise de, bu durumun alacağın rehinle temin edildiğini göstermeyeceği gibi, bonoya dayalı ihtiyati haciz taleplerinde, İİK'nın 45 ve 167. maddeleri uyarınca alacağın rehinle temin edilmesinin ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği nazara alınarak, ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekeceği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda borçluların hangi sebeple ana para borcundan sorumlu oldukları açıklanmadığı gibi, krediye teminat olarak gösterilen taşınır ve taşınmaz rehinlerinin paraya çevrilmesi yolu ile borcun kapatıldığı yönündeki savunma üzerinde de durulmadığından bilirkişiden ek rapor yada yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar vermek gerektiği-
İhtiyati hacze konu çeki keşide eden borçlunun belirtilen adresindeki ticari işletmesini kapattığı ve faaliyet göstermediği, tebligat parçasından adresin kapalı olduğu ve borçlunun tanınmadığı tespit edildiğinden, mahkemece İİK. mad. 257/2 şartların oluştuğunun kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, "çekin keşide tarihinin henüz gelmediği" ve "bankaya ibraz edilip karşılıksızdır işlemi yapılmadığı" için talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İhtiyati haciz talep eden bankanın talebe konu çekleri beyaz ciro yoluyla devralarak çeklerin hamili olduğu ve ciro silsilesinde kopukluğun bulunmadığı, bu durumda, mahkemece "ihtiyati haciz talep edenin yetkili hamil olmadığı" gerekçesiyle  "ihtiyati haciz talebin reddine" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bir bankanın müşterisinin, başka banka üzerine keşide edilmiş çekleri kendi bankasına getirerek, çeki veren bankadan tahsil edilerek ödenmesini ya da hesabına derhal alacak kaydedilmesini istemesi halinde de, çekin bankaya tahsil amacıyla temlik ya da doğrudan tahsil amacıyla verilmesi gerektiği- İhtiyati haciz talep eden bankanın talebe konu çekleri beyaz ciro yoluyla devralarak çeklerin hamili olduğu gözetilerek ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken; çekdeki ciro silsilesine göre ihtiyati haciz talep eden bankanın meşru hamil olmadığı gerekçesiyle, talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmelerine, diğer borçlular da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmuşlar ve işbu sözleşmeler çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için borçlulara hesap kat ihtarı gönderilmişse, hesabın kat edilmesinin, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterli olacağı ve ayrıca ihtarın tebliği şartının aranmadığı- Asıl borçluya gönderilen ihtarın, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, TBK’nın 586. maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsur olduğu- Kat ihtarının alacağı muaccel hale getirdiği ve ayrıca ihtarın tebliğinin gerekmediği, TBK. mad. 586 uyarınca, borçluya gönderilen kat ihtarnamesinin sonuçsuz kalması halinde müteselsil kefiller hakkında da ihtiyati haciz talep edilebileceği gözetiilerek borçlu kefil yönünden de ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati tedbir, dava konusunun el değiştirmesine engel olduğu, ihtiyati haczin ise alacağı teminat altına aldığı- İhtiyati haciz gibi (zımmında) ihtiyati tedbir kararı verme olanağı olmadığı-
TBK. mad. 586/1 uyarınca müteselsil kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için asıl borçluya çekilen ihtarın sonuçsuz kalması ve asıl borçlunun ifada gecikmesinin gerekmesine, asıl borçluya çekilen ihtarın tebliğinin kanıtlanamamış olması gerektiği, ihtarnamenin düzenlenme tarihinden bir gün sonra ihtiyati haciz talebinde bulunulması halinde, ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği- Asıl borçlu yönünden; hesabın kat edilmesi kredi sözleşmesinden doğan alacağın muacceliyeti için yeterli olduğu, hesap kat ihtarının borçluya tebliğinin şart olmadığı gözetilmeksizin asıl borçlu hakkında talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Hacze itiraz üzerine ve haczin kaldırılmasına yönelik itiraz üzerine verilen iki ara kararda da kanunun açık hükmüne rağmen ve hukuki dinlenilme hakkına aykırı olarak duruşma açılıp taraflar davet edilmeksizin evrak üzerinden incelenip değerlendirilmek suretiyle karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
İhtiyati haciz talep eden, satışı yapılan taşınmazların bedelinin ödenmediği gerekçesi ile başlattığı takibe davalıların itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, ihtiyati haciz talebi verilen davalı ise asıl kendi şirketlerinin davacıdan fer'ileri ile birlikte alacaklı olduklarını bildirdiğinden taraflar arasındaki uyuşmazlığın ihtilaflı olduğu, ihtilafın çözümünün yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakta olup, bu bağlamda ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarının oluşmadığı-