Alacaklının yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde yalnız ihtiyati haczin hükümsüz kalacağı; icra takibinin ise, derdest kalmakta devam edeceği, alacaklının derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebileceği veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabileceği-
İtiraza konu olan imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olup olmadığının, İİK'nun 68/a maddesinde belirtilen prosedür kapsamında incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılmasının mümkün olmadığı, imza incelemesinin belge asılları esas alınarak yapılması gerekeceği-
Senetteki imzanın borçlulara ait olduğunu ispat külfetinin senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
Mahkemece borçlunun takibe konu senede ilişkin imzaya itirazının kabulüne karar verilmiş ise de, İİK.nun 170/son maddesi uyarınca alacaklının asıl alacağın %20'si yerine gerekçesi gösterilmeksizin %40'ı oranında tazminata mahkum edilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklının 2. cirantanın cirosu ile yetkili hamil sıfatını kazandığı anlaşıldığından, alacaklının, senedi tanzim eden borçlunun imzasının sıhhatini bilemeyeceğinden ağır kusurlu kabul edilemeyeceği, alacaklının, bonoyu takibe koymada kötü niyeti ve ağır kusuru bulunduğu ispatlanamadığına göre, icra inkar tazminatından sorumlu tutulamayacağı, İİK.nun 170/3.maddesi gereğince imzaya itirazın kabulü halinde takibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun kötüniyet tazminat talebi hakkı ile borca itiraz talebi reddedilmiş olmasına ve vekalet ücreti talebinde de bulunulmasına rağmen bu konularda bir karar verilmemiş olmasının ve yargılama giderlerinin kabul-ret oranlarına göre taraflar arasında paylaştırılmamasının isabetsiz olduğu-
Uygulamaya elverişli imza ile inkar edilen imzanın karşılaştırılması sonucunda, hakimin, inkar edilen imzanın inkar eden tarafa ait olup olmadığı hakkında kesin bir kanaat sahibi olamazsa, o zaman, yazı yazdırma (istiktab) yoluna başvurabileceği- Mahkemece imzaya itiraz davasında ispat külfetinin altındaki alacaklıya emsal imzaların bulunduğu yerlerin bildirilmesi için süre verilip, tüm emsal imzalar toplanarak, çekteki keşideci imzasının karşılaştırılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, takip dayanağı çekin keşide tarihi itibariyle, borçlu şirket yetkilisini gösterir ticaret sicil kayıtları istenmeden, dosyaya celp edilen imza sirkülerine göre, karar verilmesi hatalı olduğu- Herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanaklarının, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi gerekeceği-
İİK.nun 68/a maddesi 4. fıkrasına göre yapılacak bir imza incelemesi neticesinde tarafların tazminatla sorumlu tutulacakları düzenlendiğinden ve mahkemece herhangi bir imza incelemesi yapılmaksızın sonuca gidildiği anlaşıldığından alacaklının inkar tazminatı ve para cezasıyla sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-