İmzaya itirazı kabul edilen borçlu hakkında yapılan takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptaline hükmedilmesinin doğru olmadığı, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, borçluya atfen atılı bulunan imzaların basit tersimli imzalar olması nedeniyle borçlunun eli ürünü olup olmadığı kesin olarak tespit edilemediğinden İİK.nun 170/son maddesi uyarınca alacaklının senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğunun kabul edilemeyeceği-
Senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığını kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilen keşideci borçluya karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiğinden, mahkemece, İİK’nun 170/son maddesi uyarınca; alacaklının takip konusu asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulması gerekeceği-
Senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, senedi elinde bulundurup takibe girişen ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya düştüğü-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte yapılan imzaya itirazda, mahkemece; borçlunun mukayese imzalarının bulunduğu mevcut belgeler ile bilirkişi incelemesi yaptırılarak sunulan mukayese imzaların istiktaptan beklenen amaca ulaşmaya yarar olup olmadığı belirlenmeden, borçlunun tatbika medar imzalarının alınması gerektiğinden bahisle mazeretsiz gelmediği için İİK'nun 68/a-5 maddesi uyarınca imzaya itirazın geçici olarak kaldırılması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takibe ilişkin olarak yapılan imzaya itirazda, bilirkişi raporunda, imza incelemesinin yeterli donanıma sahip bir laboratuvar ortamında yapılıp yapılmadığı, imza incelemesinin optik aletlerle yapılıp yapılmadığı konusunda açıklık bulunmadığı gibi itiraza konu imza ile mukayese imzalar arasındaki benzerlik ya da farklılıkların fotoğraflama yada diğer görüntüleme yöntemleri ile rapora yansıtılmadığı, ayrıca raporda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı konusunda kesin bir kanaatin de bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, ehil bilirkişi heyetinden yeniden rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mazerete dayanmaksızın borçlunun hazır bulunmaması halinde mahkemece başka bir cihet tetkik edilmeksizin itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği ancak bu karar için keyfiyetin davetiyeye yazılması gerektiği-
Taraflarca ileri sürülmediği ve kendisine bildirilmediği halde, mahkemece, eldeki itiraz ve icra dosyasıyla ilgisi bulunmayan Kastamonu 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/216 Esas ve 2014/24 Karar sayılı dosyasındaki vekaletnamenin kendiliğinden dikkate alınıp incelenmesinin ve anılan vekaletname esas alınarak söz konusu vekaletnamedeki vekil K.V.'e İİK'nun 68/a-5. maddesinde yazılı meşruhatı taşıyan davetiye tebliğ edilmek suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı-
Alacaklının yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde yalnız ihtiyati haczin hükümsüz kalacağı; icra takibinin ise, derdest kalmakta devam edeceği, alacaklının derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebileceği veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabileceği-
İtiraza konu olan imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olup olmadığının, İİK'nun 68/a maddesinde belirtilen prosedür kapsamında incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-