Talep, borçlu şirket hakkında, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ile konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir...
Dava, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkin olup..
Projede geçen ve alacaklılar tarafından toplantıda oylanarak, kabul edilen ‘adi alacaklıların anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün fer’ilerinden feragat etmiş sayılmalarına’ durumunun bir tenzilat konkordatosu örneği olduğu, bu halde eşitlik ilkesine aykırı bir durumun söz konusu olmadığı- Davacı şirketin faaliyetlerine devam ettiği gerek adi ve gerekse rehinli alacaklı ile anlaşma sağlandığı görüldüğünden, konkordato talebinin reddinin hatalı olduğu-
Projenin uygulanabilir ve gerçekçi olmadığı, bu şartlarda konkordato projesinin tasdikinin mümkün olmadığına karar verilmesinin gerektiği-
Kayyım raporları uyarınca davacının, konkordato projesinde öngörülen ödeme planına uymaya muktedir olamadığı, davacı borçlunun 2022 yılına ilişkin projede öngörülen taksitlerin hiçbirini ödemediği, bu durumda, mahkemece gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılıp, davacının güncel durumu ve borç ödeme kabiliyetini yitirmiş olduğu karşısındaki kayyım raporları da değerlendirilerek bir karar verilmesi, şartların mevcut olması halinde iflas hususunun değerlendirilmesi gerekirken somut ve uygulanabilir olmayan konkordato projesinin tasdikine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece gerek kayyımlardan gerekse bilirkişi marifetiyle denetime elverişli rapor alınıp davacının gerçek durumu tesbit edilip raporlar arasındaki çelişkilerde giderilerek konkordatoya layık olup olmadığı değerlendirilmeli; malvarlığı ilk raporlarda belirlendiği üzere borçlarından önemli miktarda fazla ise tenzilat talebi değerlendirilerek İİK305/son maddesi de göz önünde bulundurulup bir karar verilmesi gerektiği-
Covid-19 pandemisinin yarattığı olumsuz etkinin konkordatonun tasdiki için bir neden olarak kabul edilemeyeceği- Komiser heyeti raporu ve kayyım raporu incelendiğinde "şirketin işlerine devam etmesi hâlinde borçlarının tamamını ödeyebilecekken, iflâsı hâlinde borçlarının %80’ini ödeyebileceğinin" öngörüldüğü ve talep eden şirketin maddi varlıklarının hemen paraya dönüştürülemeyeceği de dikkate alındığında, şirketin rayiç değer ve borçlarına göre borçlarını ödeyememe tehlikesi içerisinde olduğunun kabulü gerektiği- Satışlardan elde edilecek muhtemel gelirlerin, geçmişe dönük olarak tasdik şartlarının incelenmesinde dikkate alınamayacağı, alacaklıların çoğunluğu tarafından da kabul edilen konkordato projesinin tasdikine karar verilmesi gerektiği-"Konkordato talep eden şirketin borçlarını ödeyememe koşullarını taşımadığı, konkordato talep eden şirket yönünden tasdik şartlarının oluşmadığı" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Projede geçen ve alacaklılar tarafından toplantıda oylanarak, kabul edilen ‘adi alacaklıların anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün fer’ilerinden feragat etmiş sayılmalarına’ durumunun bir tenzilat konkordatosu örneği olduğu, bu halde eşitlik ilkesine aykırı bir durumun söz konusu olmadığı-
Konkordatoda amacın, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmak olduğu; konkordato ile alacaklıların, alacaklarının bir kısmından vazgeçtikleri ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanıdıkları- Konkordatonun iflas ertelemenin aksine şirket kurtarma yolu olmadığı ve alacaklıların alacağına kavuşmasını amaçlayan bu kurum özünde borçlu şirketin faaliyetlerine devamını sağlamayı ve bu sayede borçların ödenmesini amaçladığı- Konkordatonun tasdik şartlarından birinin alacaklının eline olası bir iflasta geçecek bedelden daha fazlasının geçmesi olduğu ve bunun aslında konkordatonun amaçladığı sonuçlardan biri olduğu- Konkordato sürecinde, yargılama sırasında değişen sermaye artırımı, iş ortaklığı yapılması vs. gibi durumların da nazara alınması, değişen hususların projenin uygulanabilirliğine etkisinin tartışılması gerektirdiği-  Somut uyuşmazlıkta, hükümden sonra sunulan kayyım raporları uyarınca davacı şirketin, konkordato projesinde öngörülen ödeme planına uymaya muktedir olamadığı; durumda mahkemece şirketin güncel durumu ve borç ödeme kabiliyetini yitirmiş olduğu değerlendirilerek gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılıp iflas kararı verilecekse İİK. 292/son maddesi de nazara alınarak bir karar verilmesi gerektiği-
Kesin mühletin hitamından sonraki bir tarihe duruşma günü tayin edilmesi suretiyle, İİK’nın 304/2. maddesi kapsamında verilmiş olan 6 aylık uzatma yetkisinin zımnen kullanıldığının kabulünün gerektiği- Araya Covid tedbirlerinin girmesiyle birlikte nihai uzatma süresi sonunda kesin mühlet 02.01.2021 tarihinde sonra erdiği ve komiser gerekçeli raporunu 04.01.2021 tarihinde mahkemeye sunmuş olduğu, mahkeme yaklaşık 35 gün sonra konkordato hakkındaki kararını verdiği, bu sürenin mahkemece itirazların değerlendirilmesi amacıyla duruşma açılarak geçirilmiş olup makul kabul edilebilecek nitelikte olduğu- Yargılama sürecine etkisi bulunmayan, hiçbir kusuru olmayan talep edenin ve konkordatoya kabul oyu kullananların makul süre olarak kabul edilebilecek gecikme nedeniyle cezalandırılmalarının doğru görülmediği-