İcra İflas Kanunu, icra ve iflas takip işlemlerinde öncelikle uygulanması gereken kanun olmakla birlikte, somut olaya İcra İflas Kanunu'nda uygulanacak hüküm bulunmaması halinde ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun uygulanması gerekeceği-İcra Hukuk Mahkemesi'nin, İİK'nun 170/2. maddesine göre  geçici durdurma kararı verilen hallerde, mahkemece nihai kararda, bu kararın kaldırılmasına veya takibin devamına karar verilmesi gerekeceği, aksi halde İcra Hukuk Mahkemesi'nce, İİK'nun 170/2. maddesine göre verilen durma kararının, HMK'nun 397/2. maddesi uyarınca nihai karar kesinleşinceye kadar devam edeceği-
Mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra, alacaklı duruşmada yeniden bilirkişi raporu alınması talebinin olmadığını beyan ettiğine göre, mahkemece aldırılan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın raporuna göre borçlunun imzaya itirazının kabulü gerekeceği-
Her ne kadar İİK'nun 170/4. maddesine göre imzaya itirazın kabulü halinde alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi için talep şartı aranmaz ise de; İİK'nun 168/4. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibinde imzaya itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, bu sürenin, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Mahkemece, imzanın aidiyeti hususunda eski şirket müdürü açısından yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle kesin kanaat içeren rapor temin edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı gözetilerek, alacaklının incelenmesini istediği ve dosyaya girdiği halde incelemeye esas alınmadığı anlaşılan bankalardan (Ziraat Bankası A.Ş., Denzibank A.Ş, Halk Bankası A.Ş.) gelen imza örneklerinin asılları da eklenmek sureti ile uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin kanaat içermeyen ve dolayısıyla uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte olmayan rapor hükme esas alınıp, yorumlanarak borçlunun imzaya itirazının kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, takibe konu senetlerdeki imzaların borçlu eli ürünü olduğu kesin olarak tespit ve ispat edilemediği kabul edildiğine göre, bu durumda alacaklının kötü niyeti veya ağır kusuru ispatlanamadığından alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, imza incelemesine yönelik alınan raporda senet altındaki imzanın borçluya ait olduğunun belirtildiği göz önüne alınarak söz konusu bono yönünden adı geçen borçlunun itiraz ve şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece öncelikle; yetki itirazının değerlendirilmesi, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde, borçlu vekilinin mazereti incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesinin duruşmada alacaklı asilin takibe konu senetlerden 30.000,00 TL bedelli bono altındaki imzanın borçluya ait olmadığını kabul ettiğinden bu bono yönünden imza itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İmza itirazının ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesinin gerekeceği-