Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, senet elinde olup takibe koyan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
İİK'nun 68/a maddesinin 4. fıkrasına göre yapılacak bir imza incelemesi neticesinde tarafların tazminatla sorumlu tutulacakları düzenlenmiş olup, mahkemece imza incelemesi yapılmaksızın karar verildiği görülmekle alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olmakla kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
Ancak, icra mahkemesince İİK'nun 68/a maddesinin 4. fıkrasına göre yapılacak bir imza incelemesi neticesinde tarafların tazminatla sorumlu tutulacakları düzenlendiğinden ve icra mahkemesince bir imza incelemesi yapılmaksızın, daha önce C. Başsavcılığının istemi üzerine düzenlenen rapor esas alınarak sonuca gidildiği anlaşıldığından, alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanmasının gerektiği-
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nden alınan raporda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği, ispat külfeti kendisinde olan alacaklının ise yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği, bu durumda mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı gözetilerek uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca; icra mahkemesinin, yapacağı inceleme sonucunda inkar edilen imzaının borçluya ait olmadığına kanaat getirirse, itirazın kabulüne karar vereceği, itirazın kabulü ile takibin duracağı, aynı maddenin 4. fıkrasında ise; icra mahkemesince itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötüniyetli veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın %10'u oranında da para cezasına mahkum edileceği hususunun düzenlendiği-
Adli Tıp Kurumundan alınan raporda imzanın aidiyetinin tespit edilemediği anlaşılmakla alacaklının tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
Mahkemece borçlunun yapmış olduğu imza itirazının kabulüne karar verilmesi halinde İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin duracağı-
İtirazın kabulüne ilişkin kararın İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibi durduracağı-
Mahkemece, kesin kanaat içermeyen ve dolayısıyla uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte olmayan raporlar hükme esas alınıp yorumlanarak borçlunun imzaya itirazının reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Eldeki davanın niteliği itibariyle "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğunun gözardı edilmemesi ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemesi gerekeceği-