Takibe konu çek aslının bulunup bulunulmadığının araştırılması, varsa bu dosyalarda takibe konu çekte imza incelemesi ile ilgili bilirkişi raporu/raporları da getirtilerek oluşacak duruma göre sonuca gidilmesi gerekeceği - fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılamayacağı-
Çelişkiyi oluşturan raporlardan birini düzenleyen aynı bilirkişiden alınan rapor ile sonuca gidilmesi doğru olmadığından, o mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği -
Olayda, borçlunun imzaya itirazı üzerine mahkemenin, İİK.nun 170. maddesi uyarınca, takibin geçici durdurulmasına karar vermediği anlaşıldığından alacaklı yararına tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Hükme esas alınan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca düzenlenen raporda, borçlu imzasının borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği ve bu durumda, İİK. 170/3 hükmü gereğince imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun, takip dosyalarına konu bonoların keşide tarihleri olan 28.03.2014 ile 02.06.2014’de, hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin tespitin yapılması amacıyla, tereke temsilcisi vekiline borçlu murise ait doktor, hastane vd. sağlık kuruluşları ile ilgili diğer belgeleri sunması için süre verilmesi yine 06.11.2014 tarihli Uludağ Üniversitesi Sağlık Kurulu Raporu ile varsa bu rapora dayanak teşkil edecek belgeler getirtilerek dosyanın kül halinde tam teşekküllü bir hastaneye veya Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek, borçlunun hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması ile tespit edilecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Toplanan delillere göre borçlunun imzaya itirazının kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak, cirantanın takip alacaklısı olduğu gözetildiğinde, adı geçenin, takip konusu senetlerdeki imzaların keşidecinin eli ürünü olup olmadığını bilebilecek konumda olmadığı anlaşıldığından, bu durumda icra mahkemesince alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına karar verilmesinin; ayrıca mahkemece borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde  takibin "durdurulması" yerine "iptaline" karar verilmesinin  isabetsiz olduğu, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının takip dosyasına konu olan alacağına ilişkin olarak genel mahkemede açtığı alacak davası kabul edildiği ve bu karar kesinleştiğine göre, alacaklının çeki takibe koymasında kötü niyetli veya ağır kusurlu bulunduğu kabul edilemeyeceği ve alacaklı aleyhine hükmedilen para cezasının kaldırılması gerekeceği-
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itirazın, İİK. mad. 170'de  düzenlenmiş olduğu ve bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiği-  Bilirkişi tarafından düzenlenen ve kesin kanaat bildiren rapor ile imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı konusunda görüş bildirmeyen Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince  düzenlenen  rapor arasında çelişki meydana gelidiğinde bu çelişkinin giderilmesi bakımından konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine yeniden imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Lehine aval verilen bono borçlusunun borcu şekil noksanlığından başka bir nedenle batıl olsa bile, aval verenin taahhüdünün geçerli olacağı- 
Davanın niteliği itibariyle "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilemeyeceği- Lehtar şirket yetkilisine ait imza örneklerinin yeterli olmadığı, bilirkişi raporunda mukayeseye esas alınan belgeler arasında, yalnızca imza sirküleri aslının bulunduğu, bunun dışında bir adet şirket karar fotokopisi ve bir adet vekaletname fotokopisinin yer aldığı, mahkemece şirket temsilcisinin huzurda imza örneklerinin de alınmamış olduğu- Şirket yetkilisine ait karşılaştırma yapmaya elverişli belge asıllarının celp edilip, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği-