Borçlu menfi tespit davası açmış olup, ayrıca takip dayanağı bono hakkında dava dışı lehtar ile alacaklı hakkında sahtecilik suçu kapsamında kamu davası bulunduğu; bu durumda HMK'nun 209/1. maddesi uyarınca, anılan konuda bir karar verilinceye kadar, senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağı, icra takibinin bu madde doğrultusunda durdurulması gerekirken, istemin imza itirazı olarak vasıflandırılıp, imza incelemesi yapılarak İİK'nun 170/3. maddesi gereğince sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta takibin durdurulması kararı verildiğinden, sonucu doğru mahkeme kararının onanması yoluna gidildiği-
İİK. 170/II uyarınca «icra takibinin geçici olarak durdurulmasına» karar verilmemiş veya kararda öngörülen yatırılmadığı için icra takibi durmamışsa, icra mahkemesince «imza itirazını reddi» kararı ile birlikte alacaklı lehine % 40 (şimdi; %20) tazminata hükmedilemeyeceği (İİK. 170/III, c: 4)-
Hem «ödeme emrinin tebliğ şeklinin usulsüz olduğunu» ve hem de «imza itirazı»nda bulunan borçlunun, önce usulsüz tebliğe ilişkin iddiasının (şikayetinin) daha sonra da -tebligatın usulsüz yapıldığının ve usulsüz tebliği öğrenme tarihine göre icra mahkemesine yaptığı başvurunun süresinde olduğunun anlaşılması halinde- «imza itirazı»nın incelenmesi gerekeceği-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, senedi elinde bulundurup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
Senetteki/çekteki imzanın borçluya ait olup olmadığı konusunda bilirkişice verilen raporlar arasında çelişki bulunması halinde bu çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil kişilerden oluşturulacak kuruldan yeniden mütalaa alınması gerekeceği-
Borçlunun imzaya itirazının kabul edilmesi halinde İİK.nun 170/III maddesi gereğince “takibin durması” yerine “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-
İmza incelemesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunun, fotokopi ve davacı tarafından dilekçe ekinde verilen belgeler üzerinden tanzim edildiği anlaşıldığından, hüküm kurmaya elverişli olmadığının kabul edilmesi gerekeceği- itirazın kabulü halinde, alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde takip konusu asıl alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere hükmedilen tazminatın alacaklıdan alınarak borçluya verilmesi, alacağın yüzde onu oranındaki para cezasının ise alacaklıdan tahsili ile hazineye gelir kaydı gerekeceği-