İcra mahkemesince, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklı aleyhine, senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata, alacağın % 10’u oranında para cezasına hükmedileceği, ağır kusurlu bulunan alacaklı aleyhine, kanunda öngörülen % 20 oranının ne sebeple aşıldığı açıklanmadan % 40 oranında tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu-
Kişinin, kendisine özgü belirli karakterleri içeren sembolleri belirterek, imza atabileceği gibi, ad ve soyadını bizzat el yazısı ile yazmak suretiyle de imza atabileceği- Borçlunun, daha önce “ad ve soyadını yazarak imza atmak“ şeklinde bir alışkanlığı bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği-
Senet aslının takip açıldıktan sonra icra dairesinde kaybedilmesi halinde, uyuşmazlığın çözümü dar yetkili icra mahkemenin görevi dışında kalıp yargılamayı gerekeceğinden ve imzanın borçluya ait olduğu hususunu ispat yükü kendisine düşen alacaklı tarafından yerine getirilmediğinden, itiraz eden borçlu yönünden itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği, alacaklının da icra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlarından dolayı idare aleyhine tazminat davası açabileceği (İİK. mad. 5)-
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarını gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören anayasanın 141/III. maddesi ve ona paralel bir düzenleme içeren HMK.'nun 297. maddesinin bu amaçla kabul edilmiş olduğu-
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen, Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nın raporu ile, takip dayanağı çekteki borçlu adına atfen atılı imzanın borçlu eli ürünü olmadığının rapor edildiği davada, süresinde imzaya itiraz eden borçlu hakkında TCK. 158/1-f gereğince yargılama yapılması için asliye ceza mahkemesince 'görevsizlik kararı' verilmiş olmasının, takip konusu çekte borçluyu sorumlu kılacak imzasının bulunmadığı sonucunu değiştirmeyeceği-
İmza incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir labortuvar ortamında optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılmasının, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılmasının gerektiği-
Takip dayanağı senetteki imza ve yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik yöntemlerle yapılması, sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilerek denetime elverişli bir raporla ortaya konulması gerekeceği, bu şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, mahkeme hakimince kendi gözlemine göre sonuca gidilemeyeceği, mukayeseye esas alınan belgelerin fotokopi olmamasına özen gösterilmesi gerekeceği (belge asılları üzerinde inceleme yaptırılması gerekeceği), senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin senedi elinde bulunduran ve takibe koyan alacaklıya ait olduğu, imza incelemesi konusunda Adli Tıp Kurumu’nun son makam olmadığı, ispat yükünün alacaklıya ait olduğu-
Dosyanın bir defadan fazla takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasının karar verilmesi gerekeceği (HMK. mad. 320/4), ancak bu hükmün yasanın yürürlük tarihinden sonraki takipsiz bırakmalar hakkında uygulanacağı-