İşçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, şartları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşamayacağı, iki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmünün tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğünün, işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamayacağı- Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga BK.'nun 161/son maddesinde ise, fahiş cezai şartın hâkim tarafından tenkis edilmesi gerektiğinin hükme bağlandığı- İşçinin belli bir süre çalışması şartına bağlanan cezalardan, sözleşme kapsamında çalışılan ve çalışması gereken sürelere göre oran kurularak indirime gidilmesi gerektiği- Davalı ile davacı arasında 10.08.2009-24.09.2012 tarihleri arasında geçerli olan sözleşmeye göre davacının yazılım ve donanım uzmanı olarak çalıştığı, 12.07.2011 tarihli sözleşmenin 16. maddesinde işverenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya sözleşmenin 18 aydan kısa bir süre önce işveren tarafından feshi halinde işçiye onsekiz aylık toplam maaş tutarını tazminat olarak ödemeyi taahhüt ettiği görülmekte, söz konusu hükmün işçi lehine olması karşılıklılık niteliğini zedeleyip cezai şart hükmünü geçersiz kılmayacağından, işçinin lehine bu hüküm ile davacının hükümden doğan tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinin haksız feshi durumunda sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin tahsili istemine ilişkin davada; ticari olmayan işlemlerde bu kuraldan dolayı borçlu ileri sürmese bile, hakimin cezai şarttan indirim yapılıp yapılmayacağını doğrudan görevinden ötürü saptaması gerektiği; ne var ki, hakime akdin bir şartını değiştirme yetkisini veren bu hakkın, hakime istisnai olarak tanınmış bir hak olduğu için hakimin, bu hakkını ölçülü olarak kullanması gerektiği, tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme yeterliliği ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması dolayısıyla sağladığı yararın, borçlunun kusur derecesi, borca aykırı davranışın ağırlığı, sözleşmeden beklenen yararın elde edilememesi ve akde aykırı davranılması yüzünden doğan zarar, cezai şartın tazmin ve ceza fonksiyonlarının dengeli olarak korunması prensiplerini göz önünde bulundurmalı ve takdir hakkını Yargıtay’ın denetimine olanak vermeye elverişli objektif esaslara dayandırması gerektiği; dava konusu olayda ise cezai şartın fahiş olup olmadığı, dolayısıyla indirilmesi gerekip gerekmediğinin mahkemece tartışılmadığı; BK. mad. 161/son (T.B.K. 182/son) gereğince cezai şartın aşırı olup olmadığı tartışılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği-
İcra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine ilişkin davada, Özel Öğretim Kurumlarında Görev Alan Eğitim Personeline Ait İş Sözleşmesi, asgari süreli iş sözleşmesi olarak değerlendirilerek işçi aleyhine de denk olması şartıyla cezai şart kararlaştırılabileceğinin kabul edilmesi gerektiği; o halde cezai şartın geçerli olacağı; ancak davacının borçlu olduğu miktarın çalışmayı taahhüt ettiği sürenin ne kadarını çalıştığı dikkate alınarak TBK'nun 182/son maddesi göz önüne alınıp belirlenmesi gerekeceği-
İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, süresi belirli olsun veya olmasın işçinin, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebileceği-
Taraflar arasındaki yapılan 15/07/2005 tarihli “Müzik Albümü İcra Yapım Sözleşmesi” ile aynı tarihli “Menejerlik Sözleşmesi”nden kaynaklanan alacak ve cezai şart istemi-
Asgari süreli iş sözleşmelerinde cezai şart yönünden konulan hüküm geçerli olabileceğinden, mahkemece ''sözleşmenin belirsiz süreli sözleşme olduğu, bu durumda ceza-i şart isteminin yerinde olmadığı'' gerekçesinin isabetli olmadığı, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesi asgari süreli iş sözleşmesi olarak değerlendirilerek, sözleşmede belirlenen cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı belirlendikten sonra, şartların oluştuğunun tesbiti halinde,  TBK. mad.182'ye göre indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkin davada; dava konusu olayda cezai şartın fahiş olup olmadığı, dolayısıyla indirilmesi gerekip gerekmediğinin mahkemece tartışılmadığı; bu durumda T.B.K. 182/son (B.K. 161/son) maddesi gereğince cezai şarttan indirim yapılıp yapılmayacağının değerlendirilmesi gerekeceği-
Akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi, kiralananın tahliyesi ve cezai şart alacağının tahsili istemlerine ilişkin davada; davalı kiracı şirketin işbu sözleşme hükmüne aykırı olarak sözleşmenin imza tarihindeki şirket ortaklık yapısını kiralayanın yazılı iznini almaksızın hisse devri ve takip eden sermaye artırımı suretiyle (%51 hisse toplamını oluşturacak şekilde) değiştirdiği davacı tarafından 11.04.2014 tarihinde keşide edilen ihtarla akde aykırılığın giderilmesi için davalıya 30 günlük süre verildiği ancak verilen sürede ortaklık yapısının eski hale getirilmediği dosya kapsamıyla sabit olup, mahkemece şartları oluşan cezai şart alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Davalı emlakçının, gayrimenkulün tanıtımını yapmak, alıcı ile satıcıyı bir araya getirmek, tarafları satış konusunda anlaştırmak suretiyle üzerine düşen tüm edimleri yerine getirmiş olduğu ve krediyi alıp alamamanın davacının sorumluluğunda olduğu, bunda davalıya yüklenebilecek bir kusur olmadığı gözetildiğinde, davalının sözleşmede öngörülen ücrete hak kazanmış olduğu- Taşınmaz ön satış ve emlak komisyonculuğu sözleşmesi gereğince, davacı tarafından taşınmazın satış bedelinin %2’ü+KDV oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği anlaşıldığından, cayma nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin %4’ü + KDV oranında tellallık ücretinin %2’si, davacı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davacının alıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği bu ücreti ödemekle yükümlü olduğu, bunun dışında satış bedelinin geri kalan %2’si oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğunun kabulü gerektiği- Davacı tacir olmadığından, TBK'nun 182/son (eski BK 161/son) maddesine göre hakim fahiş gördüğü cezai şartları tenkis ile mükellef olup bu hükmün hakim tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği- Ceza koşulunun fahiş olup olmadığının, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmesi ve hüküm altına alınan ceza miktarının, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespiti gerektiği-
Cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin davada; dava konusu olayda sözleşmenin 17. maddesindeki hükmün ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu; bu nedenle tahliye/teslim tutanağında ihtirazı kayıt bulunmamasının davacının sözleşmenin 17. maddesi gereğince tahliye tarihine kadar belirlenecek cezai şart alacağını istemesine engel olmadığı; bu durumda mahkemece T.B.K. 182/son maddesi gereğince cezai şartın aşırı olup olmadığı tartışılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği-