TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkilerinde Özel Durumlar > - Bağlanma Parası, Cayma Parası ve Ceza Koşulu > - C. Ceza koşulu > Madde 182 - II. Cezanın miktarı, geçersizliği ve indirilmesi
Madde Listesi Madde 182 - II. Cezanın miktarı, geçersizliği ve indirilmesi
Davacı yanca herhangi bir ek dava açmaksızın yaptığı ıslah işlemiyle, dava tarihini aşacak şekilde cezai şart isteminde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Sözleşmedeki paylaşım proje esas alınarak yapılmışsa da, arsa sahibince daha sonra tadilat projesi yoluyla, 3 adet bodrum kattan 2 tanesi ortak alan olmaktan çıkarılarak, bu alanda 4 adet bağımsız bölüm teşekkül ettirilmiş ve kat irtifakında bu bağımsız bölümler arsa sahibi adına tescil edildiğinden, sözleşmede 8 adet olan bağımsız bölüm sayısı 12 adete çıkmış ve yine yüklenici aleyhine olarak bina ortak alanı daraltılmış olduğundan. sözleşmede, sonradan ilave bağımsız bölüm çıkması halinde, bu bağımsız bölümlerin paylaşımının nasıl yapılacağı kararlaştırılmamış olduğundan, paylaşımın sözleşmede belirlenen oran üzerinden yapılması ve davacı yüklenicinin sonradan ortaya çıkan bu bağımsız bölümler üzerinde, bodrum katların bağımsız bölüme dönüştürülmesi için yapılan tadilat nedeniyle ortaya çıkan masraflardan payına düşeni karşılamak kaydıyla, sözleşmedeki payı (3/8) oranında hak sahibi olduğunun kabul gerektiği- Davacı yüklenici ayrı bir dava açmak yerine bu konudaki talebini asıl davada ıslah yoluyla ileri sürdüğünden ve bu talep dava konusu dışında yeni bir talep niteliğinde olduğundan, davacı yüklenicinin fazladan yapılan bağımsız bölümlere ilişkin bedel isteminin reddi gerektiği- Asıl davada birlikte ifa kuralına göre, birleşen davada hüküm altına alınan, yargılama giderleri ve vekalet ücreti alacakları da dahil olmak üzere, davacı arsa sahibinin tüm alacaklarının ödenmesi halinde, dava konusu bağımsız bölümlerin davacı yüklenici adına tesciline karar verilmesi ve ayrıca, aynı gerekçelerle, davalı arsa sahibinin davaya karşı koymakta haklı olduğu gözetilerek asıl davada yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği- İşçilerin sigorta pirim borçları yüklenici tarafından değil, arsa sahibi tarafından ödenmiş ve arsa sahibi bu alacağın rucüen tahsili istemiyle birleşen dava açmış olup söz konusu borç ifa edilmediği sürece, arsa sahibinin temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden, birleşen dava tarihi itibariyle bu borcunu henüz ifa etmediği anlaşılan davacı yüklenicinin cezai şart isteminin bu nedenle reddi gerektiği-TBK 'nın 182. maddesi uyarınca, hakim aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indireceğinden, mahkemece, davalı arsa sahibinin tacir olmadığı gözetilerek, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın fahiş olup olmadığı ve indirilmesi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerektiği-
HMK. 109'/2'nin yürürlükten kalmasıyla birlikte, bölünebilir alacaklar yönünden, dava hakkının kötüye kullanılması yasağı dışında, kısmi dava açılabileceği- Bu usul kanunu değişikliğinin derhal yürürlüğe girmiş olduğu-
"Ödemenin, ödeme tarihindeki TCMB döviz alış kuru üzerinden hesaplama yapılarak TL karşılığı olarak yapılacağının " kararlaştırılması ve davalı alıcının malın geç teslimini akdi feshetmeyerek kabul etmesi ve gecikme cezası uygulaması halinde kur farkı isteminin kabulü gerektiği-
Tacir olan tarafların cezanın fahiş olduğundan bahisle tenkisini isteyemeyecekleri sabit olsa da istisnai olarak kararlaştırılan cezanın tacir olan borçlunun iktisaden mahvına neden olacak derecede ağır ve yüksek olması halinde, adap ve ahlaka aykırı tamamen veya kısmen iptâlinin mümkün olduğu-
Taraflar arasındaki Sistem Kullanım Anlaşmasına dayalı olarak düzenlenen sistem kullanım cezası faturalarından dolayı davacı tarafça ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin davada, mahkemece ceza faturalarının hangi döneme ait olduğu ve uyarı koşulu bulunmayan ve revize edilen sözleşmenin mi yoksa uyarı koşulu bulunan önceki sözleşmelerin mi ihlâl edildiğinin üzerinde durularak, gerekirse bu konuda ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Davacının iadesi gereken alacağının bulunduğunun anlaşılması halinde, taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olması ve tarafların ticari faaliyetlerinden kaynaklanması sebebiyle avans faizine hükmedilmesi gerektiği-