Sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle icra takibinde talep edilen “kira tazminatına" ilişkin alacak kalemi tazminat hukukunu ilgilendirdiğinden, bu alacak kaleminin yargılamayı gerektirdiği- Mahkemece davacının yargılamayı gerektiren kira tazminatı ve işlemiş faizi hakkındaki talepleri yönünden istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
Gayrimenkul danışmanlık sözleşmesinin feshi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin uyuşmazlıkta, taraflar arasında komisyon sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafın tacir olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin TTK'nın 4. maddesinde sayılan diğer işlerden olmadığı anlaşıldığından, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği-
Sözleşme hükümlerine göre davalının sözleşme hükümlerini ihlal edip etmediğinin maddi vakıalara göre saptanıp, katkı payı iade sorumluluğu sözleşmeden kaynaklandığından, kısa süreli tutuklanmış olmasının da işletmeyi kapatması için mücbir sebep oluşturmayacağından, davacının davalıdan talep edebileceği katkı payı ve cezai şart miktarı yönünden mevcut mali müşavir bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar esas alınıp, talep edilen cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olup olmayacağı da değerlendirilerek, talep edilen cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olacak nitelikte olması halinde uygun bir indirim yapılarak varılacak uygun sonuca bir karar verilmesi gerektiği-
Geçerli olan sözleşmelerde hakimin fahiş gördüğü cezai şartta indirim yapabileceği ancak cezai şartı tamamen kaldıramayacağı-
Fazla çalışma ve tatil alacaklarından yapılacak indirimin “hakkaniyet indirimi” ya da “takdiri indirim “olarak nitelendirilmesi doğru olmayacaktır. İndirim, işçinin yılın belli dönemlerinde çalışmadığı karinesine dayalı olduğundan “karineye dayalı makul bir indirim” ifadesinin kullanılmasının daha doğru olacağı- Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma ile fazla çalışma olgusu yazılı belge ile değil tanık beyanları ile kanıtlandığından indirim yapılmasında bir yanlışlık olmadığı, ancak indirim oranının % 50 olarak belirlenmesinin Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması ile bağdaşmadığı gibi davacının hakkına ulaşmasına engel teşkil edecek nitelikte fazla olduğu-
Mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkulün satışına aracılık yapıldığına dair komisyon sözleşmesi gereğince, davalı tarafından taşınmazın satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği; sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak alımdan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3'ü oranında tellallık ücretinin davalı alıcı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davalının alıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğu- Bunun dışında talep edilen % 3’ü oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğu- Davalı tacir olmadığından, TBK. mad. 182/son gereğince, hakimin fahiş gördüğü cezai şartları re'sen tenkis etmesi gerektiği ve ceza koşulunun fahiş olup olmadığının, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmesi ve hüküm altına alınan ceza miktarının, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmesi gerektiği- Davalının sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak taşınmazı almaktan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin yanında geri kalan % 3’ü oranındaki cezai şarttan da indirim yapılarak davalının sorumlu tutulması gerektiği-
Hakim fahiş gördüğü cezaları re'sen tenkis etmesi gerektiği- Ceza koşulunun fahiş olup olmadığının; tarafların ekonomik durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçü olarak alınarak tayin edilmesi ve hüküm altına alınacak ceza miktarının hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tesbit edilmesi gerektiği-
İhlal olmasına rağmen, davacının (sözleşmede öngörüldüğü gibi) ihtar yapmadığı anlaşıldığından, cezai şart talep hakkının doğmayacağı-
Borçlu şirketin defterlerinin incelenip hükmolunacak cezai şartın şirketin mahvına (yok olmasına) neden olacaksa makul oranda indirim yapılması gerektiği, kar mahrumiyeti cezai şart kapsamında olmadığından üzerinden tenkisat yapılmasının isabetsiz olduğu- Taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi ve eki protokolde sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde kar mahrumiyeti isteyebileceğine dair bir hüküm bulunmayıp kar mahrumiyeti müspet zararlardan olup sözleşmede aksine hüküm bulunmaması halinde akdin feshinden sonra talep edilemeyeceği-
Kurum işleminin iptali davası-