TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkilerinde Özel Durumlar > - Bağlanma Parası, Cayma Parası ve Ceza Koşulu > - C. Ceza koşulu > Madde 182 - II. Cezanın miktarı, geçersizliği ve indirilmesi
Madde Listesi Madde 182 - II. Cezanın miktarı, geçersizliği ve indirilmesi
2886 Sayılı Yasa hükümlerine göre, kiraya verilen taşınmazda, kira sözleşmesi sonunda, kiralananın teslim edilmemesi nedeni ile sözleşme gereğince cezai şart tazminatı istemi-
Dönme cezası kararlaştırılan hallerde diğer tazminat kalemlerinin (masraflar dışında) talep edilebilmesi mümkün değilse de emredici olmayan bu hükmün aksinin düzenlenebilmesinin mümkün olduğu-
Cezai şart miktarının fahiş olup olmadığı belirlenirken; tarafların ekonomik durumları, özel olarak borçlunun ödeme gücü, alacaklının, asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yarar ile cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul adil ölçü, sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı yarar, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı, ölçüt alınarak gerekirse bu konuda özel bilgisi olan bilirkişiden de yararlanılarak ve sonuçta hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun bir cezai şart miktarına hükmedilmesi gerektiği-
Mahkeme, duruşmada hazır bulunan taraf vekillerine "HMK'nın 186. maddesi uyarınca sözlü yargılama için duruşma gününü bildirir davetiye tebliğine" karar vermişse de, duruşmada hazır bulunan taraf vekillerine sözlü olarak bu bildirim yapılmış ve bu husus tutanağa geçirilmiş ve altı imzalatılmış olmadığı gibi, kalem notunda bir davetiye gönderildiği belirtilmiş ise de, tebligat parçası dosyada bulunmadığından kime gönderildiği ve meşruhatlı olup olmadığı anlaşılamadığından, mahkemece, sözlü yargılama için taraflara duruşma günü verilmesine ve duruşma gününün tebliğine ilişkin ara karar gerekleri HMK'nın 186. maddesine uygun olarak yerine getirilmeden, yargılamaya devam edilip karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taraflardan birisinin (davalının) çalışma özgürlüğünü sınırlayan hükmün, davacı tarafın taşıma sözleşmesi yaptığı üçüncü kişilerin, sadece kendisi veya kendisinin izin verdiği alt taşıyıcılar tarafından taşınması, bu kişi ve kurumların başkaları ile sözleşme yapmalarının engellenmesi amacına hizmet ettiği, sözleşmenin bu haliyle iki yıllık bir süre için de olsa gelecek taşıma dönemlerindeki ihalelerde davacı taşıyıcının serbest piyasa koşulları içinde kendisine rakip olmasını engellemeye yönelik bir düzenleme olduğu, sözleşmenin bu haliyle taşıma piyasasının parsellenmesi sonucunu doğuracak şekilde davacı tarafın çalışma ve sözleşme hürriyetini ortadan kaldıran bir “kelepçeleme” düzenlemesi olduğu, yapılan işin niteliği gereği davacının ticari sırrı olarak vasıflandırılabilecek bir durumun da bulunmadığı, sözleşmenin anılan hükmünün haksız rekabeti önlemeye yönelik bir düzenleme olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, bu cezai şart hükmünün geçersiz sayılması gerektiği-
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle hükmedilen yabancı para alacağına 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi uyarınca faiz yürütüleceğinin tabii bulunmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı-
Dava dilekçesinde talepler izah edilirken, eksik işler ve ayıplı işlerin giderilme bedeli ile gecikme cezası kalemlerine ilişkin olarak, her bir kalem yönünden 5.000,00 TL’nın tahsili istenmiş, mahkemece de anılan istem miktarları ile bağlı kalınarak bu üç kalem alacak yönünden kabule karar verilmiş, belediyeye ödenen harç ve diğer ödemeler ile SSK pirim ödemelerine ilişkin kalemler ise reddedilmiş olup; bu durumda, toplam 15.000,00 TL’nın hüküm altına alınması gerekirken, reddedilen istek kalemlerine ilişkin miktarların da katılarak toplam 25.000,00 TL’nın tahsiline karar verilmesinin HMUK’un 74. (6100 sayılı HMK’nun 26.) maddesine aykırı olduğu-