Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu, haciz tarihinde taşınmaz borçlu adına kayıtlı olduğundan icra müdürünün haciz işleminde usulsüzlüğün bulunmadığı, sonradan tapu iptal ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan 3. kişinin haczin kaldırılması için genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açmasının gerekeceği-
Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu, haciz tarihinde taşınmaz borçlu adına kayıtlı olduğundan, sonradan tapu iptal ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan üçüncü kişinin haczin kaldırılması için genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerektiği- İhtiyati tedbir kararının rızai devir ve temlikleri önleyici nitelikte olup, cebri icraya engel olmadığından haciz konulmasına da engel teşkil etmeyeceği-
Davalılar tarafından gerçekleştirilen ve haksız olduğu saptanan icra takibi ile; ileri sürülen ve mahkemece de hüküm altına alınan maddi zarar arasında, uygun nedensellik bağı bulunmadığından, davacının haksız eyleme dayalı maddi tazminat isteminin reddi gerektiği-
Dava konusu mahcuz mallarla ilgili dava dışı kişi tarafından hem icra hukuk mahkemesinde istihkak davası, hem de davalı hakkında muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan sulh ceza mahekmesinde dava açıldığı, derdest olan bu davaların kesinleşmesi beklenerek, eldeki yedieminlik görevinin suistimali nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada hüküm kurulacağı-
Davacının dava konusu haczedilen mallar ile ilgili açmış olduğu istihkak davası lehine sonuçlanmış ise de; haciz tarihi itibariyle takip borçlusunun, davacı oğlu ile aynı evde ikamet ettikleri, bu durumun, usulüne uygun olarak yapılan tebligat ve haciz tutanağında imzası bulunan apartman yöneticisinin beyanıyla da sabit olduğu, yapılan haczin haksız olmadığının kabulü ile manevi tazminat istemli davanın reddi gerekeceği-
Davalı alacaklının, salt zarar verme amacıyla ve taşkın haciz yaptığı yönünde bir bulgu ve delil olmadığı anlaşıldığından, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın reddi gerekeceği-
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunun haczedilen menkullerin kendisine ait olması nedeniyle haczin kaldırılmasına yönelik olup, şikayetçinin takip dosyasında borçlu sıfatının bulunmadığı, üçüncü kişi durumunda olduğu ve mahcuzlar hakkında istihkak iddiasında bulunduğunun anlaşıldığı, şikayetçinin başvurusunun istihkak davası niteliğinde olduğu-
Davacının vekili ile aralarındaki iç ilişki gereği vekiline ödediği ücretin, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davalıdan tahsiline karar verilmesinin tazminat hukukunun genel ilkeleri ile usul ve yasaya uygun bulunmadığı, davacının maddi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Haksız icra takibi nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada, davalı her ne kadar senedin sahte olduğunu bilmemekte ise de iş yerinde çalışanlarının kendisinden beklenen özeni göstermediği, davalının kusuru ile davacı hakkında haksız takip yapılmasına neden olunduğu gözetilerek davacı yararına uygun bir manevi tazminat ödetilmesi gerektiği-
Davacı şirket tarafından icra takibinde haczedilen borçlu şirkete ait aracın özel yediemin deposuna teslim edildiği tarihten, süresinde satış istenmemesi ile haczin düştüğü tarihe, İİK. mad. 85 uyarınca yasal prosedürün başlatılması için geçecek makul sürenin eklenmesi ile bulunacak tarihe kadar, belirlenecek yedieminlik ücretinden davacı (takip alacaklısı) şirketin sorumlu olduğu-