Takip, apartman yönetimi aleyhinde yapılmış olup, şikayetçi hakkında başlatılmış bir takip olmadığından, kat maliki olan yöneticinin şahsi sorumluluğuna gidilemeyeceği ve takibin borçlusu olmayan yöneticinin malları ile hak ve alacaklarının haczinin mümkün olmadığı-
Yasalarımızda “yola hazır gemi”yi açıklayan bir hüküm yoksa da, “yola hazır gemi”nin, ‘bu gemiyi kiralayanın, kaptanı ve gemi adamlarının bir deniz yolculuğuna çıkmaya fiilen ve hukuken hazırladıkları gemi’ olduğu; mahcuz geminin seferden menine dair icra müdürlüğünce verilen kararın kaldırılabilmesi için geminin yola hazır olduğunun tespit edilmesi gerektiği-
Talimat icra dairesince yapılacak işin, talimat gereği haczin uygulanıp, orada bulunan ve istihkak iddialarını öne süren kişinin beyanlarının zapta geçirildikten sonra tutulan haciz tutanağının talimat veren icra dairesine gönderilmesinden ibaret olduğu, bu aşamadan sonra 3. kişilerin istihkak iddiasında bulunmalarının mümkün olduğu-
Belediyenin makam aracının kamu hizmetinin yürütülmesi için zorunlu olmadığı ve niteliği itibariyle de fiilen kamu hizmetinde kullanılmadığı nedenleriyle haczinin mümkün olacağı-
Taşınmaz için düzenlenen resmi senette, irtifak hakkının konusu belirlenmiş olup taşınmaz mal üzerinde özel kafeterya, dinlenme ve seyir salonu, kahvehane ve kafeterya yapılacağı belirtilmiş olup irtifak hakkının konusu itibariyle taşınmaz üzerinde inşaat yapma hakkı tanıyan üst hakkı niteliğinde olduğu anlaşıldığından, üst hakkı 49 yıllığına 30 yıldan daha fazla süreli tesis edilmekle beraber, resmi senette, borçlu şirketin Turizm Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’ndan izin almadıkça irtifak hakkını kısmen veya tamamen, üçüncü kişi veya kuruluşlara devredemeyeceği, ipotek tesis ettiremeyeceği, kurulan tesislerin işletmeciliğini kiralayamayacağı belirtildiğinden, söz konusu üst hakkının taşınmazdan bağımsız nitelikte olmadığı, üst hakkının tesis edildiği taşınmazın Kültür ve Tabiat Varlığı niteliğinde olduğu ve kamu malı niteliği itibariyle taşınmazdan bağımsız nitelikte olmadığı hususu göz önüne alınarak resmi senette böyle bir düzenlemeye gidilmiş olduğu ve bu sebeplerle üst hakkının taşınmazdan bağımsız olmaması sebebiyle ayrı olarak haczi mümkün olmayıp, ancak üst hakkından elde edilen gelirin haciz konusu yapılabileceği-
Ticari hayatta sürekli olarak alım ve satıma konu olan minibüs hatlarının ekonomik bir değerinin bulunmadığının ileri sürülemeyeceği, hattın, plakadan ayrı (bağımsız) olarak hacze konu olamayacağı, ticari plakalı bir minibüs hattının haczinin, plakaya konacak haciz ile gerçekleşeceği diğer bir ifade ile minibüs hatlarının plakaya bağlı olup onun ayrılmaz parçası olduğu, hat plaka için verilmiş olduğundan, hattın haczinin, plakanın haczi ile gerçekleşmiş olacağı, aynı şekilde plaka satıldığında hattında satışının gerçekleşmiş olacağı, hat ve plakanın ayrı ayrı kıymet takdirleri yapılarak, birbirinden bağımsız olarak satılmalarının düşünülemeyeceği-
Basit yargılama usulüne tabi (İİK. mad. 97/11) istihkak davalarında tarafların uyarılı davetiye ile duruşma gününden haberdar edilerek öncelikle taraf teşkilinin sağlanması, kendilerine davayı takip etme ve delillerini sunma imkânının verilmesi ve davaya ilişkin son diyeceklerini bildirme olanağının da tanınması (HMK. mad. 321) gerektiği, dava değerinin hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise ona göre belirleneceği, yargılama usulü farklı olduğu için istihkak davası ile birlikte ileri sürülen aşkın haciz ve kıymet takdiri ile ilgili şikayet başvurularının asıl davadan ayrılarak yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Kural olarak (kira alacakları gibi rutin ödemeler dışında) ileri doğacak hak ve alacaklar için haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceği, İİK.’nun 89. maddesi uyarınca üçüncü kişiye, borçlunun ‘doğmuş ve doğacak’ hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, üçüncü kişinin sorumluluğunun sadece haciz ihbarnamesinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut fiili durumla sınırlı olduğu, buna karşın borçlunun üçüncü kişiler nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczinin ancak İİK.’nun 78. maddesi uyarınca gönderilecek ‘haciz yazısı’ ile mümkün olabileceği- Müstakbel bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin mevcut olmasının ve bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsi ile borçlunun belli olmasının yeterli olduğu, alacağın miktarının belli olup olmamasının veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunmasının önemli olmadığı-
Menfi tespit-istirdat kararının şikayetçi borçlu yönünden de sonuç doğuracağı kabul edilse bile İİK.nun 72/5. maddesi uyarınca menfi tespite ilişkin karar kesinleşmeden dosyadaki hacizlerin kaldırılmasının da istenemeyeceği-
Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde bile bu durumun, haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmayacağı-. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından, "haczin kaldırılması istemi"nin 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabileceği, icra mahkemesince bu konuda yapılan şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, tescil davasının sonucu beklenip, "istihkak davası" şeklinde nitelendirme yapılarak şikayetin kabulü ile "haczin kaldırılması" yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-