Avukata UYAPta tanınan sorgulama yapma imkanının, icra müdürünün talep konusu sorgulamayı yapma görevini ortadan kaldırmayacağı-
Kural olarak (kira alacakları gibi rutin ödemeler dışında) ileri doğacak hak ve alacaklar için haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceği, İİK.’nun 89. maddesi uyarınca üçüncü kişiye, borçlunun ‘doğmuş ve doğacak’ hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, üçüncü kişinin sorumluluğunun sadece haciz ihbarnamesinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut fiili durumla sınırlı olduğu, buna karşın borçlunun üçüncü kişiler nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczinin ancak İİK.’nun 78. maddesi uyarınca gönderilecek ‘haciz yazısı’ ile mümkün olabileceği- Müstakbel bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin mevcut olmasının ve bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsi ile borçlunun belli olmasının yeterli olduğu, alacağın miktarının belli olup olmamasının veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunmasının önemli olmadığı-
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa da, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalinin sağlamayacağı- Sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceği- Haczin kaldırılması için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve üçüncü kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanmasının zorunlu olduğu- Tapuya şerh edilmiş satış vaadi alacaklısı olan üçüncü kişinin şikayet hakkının süreye bağlı olmadığı-
İcra memuru kendi verdiği karardan dönemez ise de; önceki verdiği kararın dosya kapsamı ve yasa hükmüne uygun olmadığını fark etmesi, örneğin, iflasın ertelenmesi davasında borçlu şirket hakkında takiplerin durdurulmasına dair verilen tedbir kararına rağmen yanlışlıkla borçlunun malvarlığının haczine karar verilmesi halinde, icra memurunca yasaya uygun olan kararın verilmesine engel bir düzenleme de bulunmadığı- İcra müdürlüğünce tedbir kararı gerekçe gösterilerek -yanlışlıkla konulan- haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
İcra takibinden vazgeçilmesi halinde tahsil harcının yarısının alınacağı- Birden çok haciz varsa bir haciz için yapılan vazgeçmenin alacağın haricen tahsiline karine oluşturmayacağı-
“Hastane işletme ruhsatı”nın, bir ticari işletme olan özel hastaneden ayrı ve müstakil bir ekonomik değer sahip olduğu ve tek başına devrinin mümkün bulunduğu sonucuna –TC Sağlık Bakanlığı’nda alınacak cevaba göre- varılması halinde, icra mahkemesince, “hastane işletme ruhsatı üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin reddine”, aksi halde ise “şikayetin kabulüne” karar verilmesi gerekeceği-
Adi ortaklığın ortakları alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm malvarlıkları ile sınırlı olduğundan adi ortaklardan birinin borcu nedeniyle, adi ortaklığın banka nezdindeki parasının borçlu ortağın hissesi oranında haczedilebilir mi?
Yurtdışından ithal edilen ilaçlar hakkında düzenlenen ruhsatlarda, adına ruhsat düzenlenen kişinin ilacın gerçek sahibi olmayıp, asıl sahibinin orijin (lisans sahibi) firma olduğu- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ise ürünün asıl sahibi olan lisansör firmanın izni ile mümkün olduğu, bu şekildeki ilaç ruhsatının, ruhsat sahibine ilaç üzerinde müstakil bir hak bahşetmeyip, lisans sahibi ile arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklı, lisansör firmanın izni olmaksızın başkasına devri mümkün olmayan bir kullanım hakkı verdiği- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ancak ürünün asıl sahibi olan orijin (lisans sahibi) firmanın izni ile mümkün olduğundan, lisans sahibi olmayan kişinin borcundan dolayı haczinin de mümkün olmadığı-