İİK. m. 36 çerçevesinde, takip konusu ilamı temyiz ettiğini bildirerek kendisine Yargıtay'dan tehir-i icra kararı getirmek üzere mehil verilmesini isteyen borçlu tarafından, dosya borcunun tamamının (asıl alacak ve fer'ilerinin) icra dairesine depo edilmiş olması halinde icra dairesince (ya da şikayet üzerine icra mahkemesince) "aşkın hale gelen (İİK. 85/III) hacizlerin kaldırılmasına" karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından, dosya borcunun tamamı (asıl alacak ve fer'ileri) kesin teminat mektubu ile icra dairesine depo edilmiş olmakla, mahkemece, aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasına bakan hakimin iptal edilmesi istenen tasarruf konusu mallar hakkında davacının istemi üzerine İİK. mad. 281/2 uyarınca ihtiyati haciz kararı verebileceği ve bu durumun HMK. mad. 389 vd.nda düzenlenen ihtiyati tedbir niteliğinde olmadığı, güvence gösterilmesine gerek olup olmadığını ve miktarını hakim takdir edeceği ve İİK. mad. 264/3 hükmünün burada uygulanmayacağından, tasarrufun iptali davası sırasında verilen ihtiyati haczin, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşeceği- İİK. mad. 85 uyarınca, aşkın haciz şikayetinin hacizler konulduktan sonra ayrıca icra mahkemesine şikayet yolu ile ileriye sürülebileceği-
Mahkemece; borçlu tarafından ibraz edilen teminat mektubunun, dosya borcunun tamamını (asıl alacak ve fer'ileri ile birlikte) karşılayıp karşılamadığı araştırılarak, karşılaması halinde, aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılmasına, karşılamaması halinde istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
"Taşkın haciz" şikayeti hakkında  icra mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu-
Somut olayda, şikayetçinin, velayeti kendisinde bulunan çocuklarına velayeten icra mahkemesine yaptığı başvuru, çocukların babası olan borçlunun ölümünden sonra haczedilen emekli ikramiyesi ile yetim aylığının, çocuklar tarafından mirasın reddedilmesi ile beraber terekeye dahil olmaması nedeniyle çocuklara ait olduğu, bu nedenle borçlunun borcundan dolayı haczedilemeyeceği gerekçesiyle haczin kaldırılmasından ibaret olup, yetim aylığına konulan haciz, bizzat şikayetçinin hukukunu ilgilendirdiğinden, şikayetçinin haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olduğu-HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime ait olup, iddianın yukarıda özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun istihkak davası niteliğinde olduğu, o halde mahkemece, şikayetçinin haczin kaldırılması isteminin istihkak davası olarak vasıflandırılıp, noksan harcı da tamamlatılmak suretiyle yargılamanın istihkak davası kapsamında sürdürülerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçinin tasarrufun iptali davasında taraf  konumunda olmadığı ve anılan davada, adı geçen üçüncü kişi hakkında verilmiş herhangi bir karar bulunmadığı sabit olup,  tasarrufun iptaline ilişkin alınan ilamın tarafı olmayan üçüncü kişi yönünden sonuç doğurmayacağı, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşen ve İİK. mad 281/2 uyarınca verilmiş bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığı gibi, bu doğrultuda şikayetçinin iktisabından önce konulmuş bir ihtiyati haciz veya haciz de bulunmadığından, şikayetçi, taşınmazı, tasarrufun iptali kararına istinaden konulan hacizle yükümlü olarak devralmadığına göre, şikayetçiye karşı hüküm ifade etmeyen tasarrufun iptali kararına istinaden kayden maliki olduğu taşınmaza adı geçenin iktisap tarihinden sonra haciz işlemi uygulanmasının  mümkün olmadığı- Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunlu olduğundan, şikayetçi icra takibinde borçlu sıfatı bulunmadığına ve  haciz tarihinde taşınmazların maliki olup tasarrufun iptali işleminde de taraf sıfatı olmadığından şikayetçi üçüncü kişiye ait taşınmazlar üzerine haciz konulması usul ve yasaya aykırı olduğu-