Basit yargılama usulüne tabi (İİK. mad. 97/11) istihkak davalarında tarafların uyarılı davetiye ile duruşma gününden haberdar edilerek öncelikle taraf teşkilinin sağlanması, kendilerine davayı takip etme ve delillerini sunma imkânının verilmesi ve davaya ilişkin son diyeceklerini bildirme olanağının da tanınması (HMK. mad. 321) gerektiği, dava değerinin hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise ona göre belirleneceği, yargılama usulü farklı olduğu için istihkak davası ile birlikte ileri sürülen aşkın haciz ve kıymet takdiri ile ilgili şikayet başvurularının asıl davadan ayrılarak yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Kural olarak (kira alacakları gibi rutin ödemeler dışında) ileri doğacak hak ve alacaklar için haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceği, İİK.’nun 89. maddesi uyarınca üçüncü kişiye, borçlunun ‘doğmuş ve doğacak’ hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, üçüncü kişinin sorumluluğunun sadece haciz ihbarnamesinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut fiili durumla sınırlı olduğu, buna karşın borçlunun üçüncü kişiler nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczinin ancak İİK.’nun 78. maddesi uyarınca gönderilecek ‘haciz yazısı’ ile mümkün olabileceği- Müstakbel bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin mevcut olmasının ve bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsi ile borçlunun belli olmasının yeterli olduğu, alacağın miktarının belli olup olmamasının veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunmasının önemli olmadığı-
Menfi tespit-istirdat kararının şikayetçi borçlu yönünden de sonuç doğuracağı kabul edilse bile İİK.nun 72/5. maddesi uyarınca menfi tespite ilişkin karar kesinleşmeden dosyadaki hacizlerin kaldırılmasının da istenemeyeceği-
Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde bile bu durumun, haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmayacağı-. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından, "haczin kaldırılması istemi"nin 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabileceği, icra mahkemesince bu konuda yapılan şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, tescil davasının sonucu beklenip, "istihkak davası" şeklinde nitelendirme yapılarak şikayetin kabulü ile "haczin kaldırılması" yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun, mallarının haczedilmesini ve satılmasını önlemek için, takip giderleri ve faizleri ile birlikte alacağın tamamını karşılayacak parayı veya teminatı icra müdürlüğüne yatırarak menfi tespit davasına bakan mahkemeden bu paranın alacaklıya verilmemesi için tedbir kararı alabileceği,bu durumda alacağın tamamını karşılayacak ve her an paraya çevrilebilecek muteber ve kesin banka teminat mektubunun ibrazı halinde bunun icra dairesince kabulü gerektiği-
Üst hakkı taşınmazdan bağımsız nitelikte olmayıp; üst hakkının tesis edildiği taşınmazın Kültür ve Tabiat Varlığı niteliğinde olduğu ve kamu malı niteliği itibariyle taşınmazdan bağımsız nitelikte olmadığı hususu gözönüne alınarak resmi senette böyle bir düzenlemeye gidilmiş olduğundan üst hakkının taşınmazdan bağımsız olmaması sebebiyle ayrı olarak haciz mümkün olmayıp, ancak üst hakkından elde edilen gelir haciz konusunda yapılabileceği-
İİK. mad. 88 uyarınca, üçüncü kişide mevcut olanın haczi mümkün iken, İİK. mad. 89 uyarınca haciz ihbarnameleri ile borçlunun borçlusu konumundaki üçüncü kişinin elinde o anda bulunan mal, alacak ve diğer hakların haczedilmesi mümkün olduğu gibi, borcun tamamen ödenmesine kadar geçecek sürede (işçi ve memurların işveren nezdindekl ücret alacakları, aylık kira bedeli, yüklenici lehine tahakkuk eden hak edişler vb. gibi) üçüncü kişi nezdinde oluşacak, müstakbel alacakların da haczinin mümkün olduğu- Haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde borçlunun davalı/üçüncü kişi banka nezdindeki mevduat hesabında bulunan miktar üzerine haciz uygulandığı, haciz ihbarnamesinde, doğacak alacaklar üzerine de haciz konulmuş olduğu bildirilmiş olmasına rağmen takip borçlusu ile davalı/üçüncü kişi banka arasında, banka "nezdinde müstakbel alacak doğuracak (kira, istihkak, maaş vb) bir hukuki ilişkinin olmadığı, borçlunun banka nezdinde mevduat hesabı bulunmakla birlikte anılan mevduat hesabına düzenli (periyodik) olarak para yatırılmasının da söz konusu olmadığından, davalı/üçüncü kişi banka tarafından sadece haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde mevcut hesap bakiyesine haciz uygulanmasına ilişkin işlemin hukuka uygun olduğu-
Müteahhidin borcu için kat karşılığı inşaat nedeni ile yapılacak inşaatta müteahhide isabet edecek ilerde doğması muhtemel hakka dayalı hisselerin haczedilemeyeceği- İlerde doğması muhtemel hakka dayalı şekilde, üçüncü kişinin malik olduğu taşınmazın tapu kaydına haczin konulamayacağı-
Yurtdışından ithal edilen ilaçlar hakkında düzenlenen ruhsatlarda, adına ruhsat düzenlenen kişinin ilacın gerçek sahibi olmayıp, asıl sahibinin orijin (lisans sahibi) firma olduğu- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ise ürünün asıl sahibi olan lisansör firmanın izni ile mümkün olduğu, bu şekildeki ilaç ruhsatının, ruhsat sahibine ilaç üzerinde müstakil bir hak bahşetmeyip, lisans sahibi ile arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklı, lisansör firmanın izni olmaksızın başkasına devri mümkün olmayan bir kullanım hakkı verdiği- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ancak ürünün asıl sahibi olan orijin (lisans sahibi) firmanın izni ile mümkün olduğundan, lisans sahibi olmayan kişinin borcundan dolayı haczinin de mümkün olmadığı-