«Üst (azami) sınır ipoteği ile teminat altına alınmış olan alacakların, ipotek akit tablosunda öngörülen (limiti aşmayan) miktarının rüçhanlı alacak olarak sıra cetvelinde yer alacağı, ipotek limitini aşan kısım için ayrı takip yapılıp haciz konulmadığı sürece, limit fazlası alacak için pay ayrılamayacağı—
Sıra cetvelinin iptaline yönelik istek, şikayet niteliğinde olduğundan icra mahkemesince şikayetin duruşmalı olarak çözümüne karar verildikten sonra tarafların duruşmaya çağırılıp, gelmeseler bile işin esası ile ilgili kararın verilmesi gerekeceği, bu durumda HUMK. mad. 409 (şimdi; HMK. mad. 150) hükmünün uygulanmayacağı—
İİK. mad. 106 ve 110 uyarınca, haciz tarihinden itibaren taşınırların bir yıl, taşınmazların ise iki yıl içinde «satış masrafı» verilerek (İİK. mad. 59) satışlarının istenmemiş olması halinde, haczin düşeceği—
Borçlunun taşınmazın üzerine ilk haczi koymuş olan alacaklının bu haczinden sonra aynı taşınmazın hem nafaka alacaklısı ve hem de vergi dairesince haczedilmesi halinde, önce nafaka alacaklısına alacağının tamamının ödenmesi ve artan paranın da diğer iki alacaklı (ilk haczi koyan alacaklı ile / vergi dairesi) arasında «garameten» paylaştırılması gerekeceği—
«Sıra cetveline itiraz» davalarında (şikayetlerinde) yetkili mahkemenin (icra mahkemesinin), sıra cetvelini düzenleyen icra dairesinin bağlı olduğu mahkeme/icra mahkemesi olduğu—
Bedeli paylaşıma konu taşınmazı, diğer alacaklı lehine ipotek kurulduktan sonra haczettirmiş olan vergi dairesine, sıra cetvelinde ipotekli alacaklıdan sonra yer verilmesi gerekeceği—
Nafaka ilamına dayanan alacaklının önceden takip yapmadan her zaman aynı derecede ilk hacze iştirak edebileceği, iştirak halinde kural olarak satış bedelinin garameten paylaştırılacağı, ancak hacze takipsiz iştirak eden alacaklının alacağının imtiyazlı alacak konumunda bulunması halinde o zaman satış bedelinden öncelikle pay alacağı (ve nafaka alacaklısına tam ödeme yapılması gerekeceği)—
7 günlük sıra cetveline şikayet süresinin, sıra cetvelinin ilgili (vergi alacağının tahsili için vergi borçlusu aleyhine takibe geçen ve haciz işlemlerini yapmış olan) vergi dairesine tebliğinden itibaren başlayacağı—
«Sıra cetveline itiraz davası»nın kabul edilmesi halinde, mahkemece «sıra cetvelinin iptaline» değil, «davalı alacaklının alacağının sıra cetvelinden çıkarılmasına, bu alacaklıya ayrılan payın öncelikle davacıya ödenip artanının davalıya bırakılmasına» şeklinde karar verilmesi gerekeceği—
Borçlunun faiz oranına itiraz etmemesinin, diğer alacaklılar bakımından da faiz oranının kesinleşmiş olması sonucunu doğurmayacağı, oranın mahkemece «sıra cetveline itiraz davası» içinde belirlenebileceği—