İİK'nun 100. maddesi hacze iştirakin tespitindeki ilkeleri belirlemiş olup, buna göre ilamlarda dava tarihinin esas alınacağı, mahkemece, ilk üç sıradaki davalı alacaklarının dava tarihlerinin 2005 yılı olduğu dikkate alınmayıp, şikayet olunan SGK'nun alacağının kamu alacağı niteliğinde olması sebebiyle 6183 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre garameye girip girmeyeceği hususunun tartışılmaması doğru olmadığı gibi, HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırı olarak “davanın kabulüne” şeklinde infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının da doğru görülmediği-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline alacağın varlığına ve/veya miktarına yönelik itiraza ilişkin bir davanın kabulü halinde, sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın dava masrafları da dahil olmak üzere davacıya, alacağı nispetinde tahsisine, varsa kalan paranın ise davalıya ödenmesine hükmedilmesinin, sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesinin gerekeceği-
Somut olayda, davacı, davalının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, alacağın esasına itiraz ettiğine göre, davanın genel mahkemede görülmesinin gerekeceği-
Sıra cetveline ilişkin şikayette, borçluya ait taşınmazın Antalya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6577 esas sayılı dosyasında satışı yapılmadan şikayet olunan tarafından kamu alacağına istinaden haciz konulduğunu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun’un 21/1. maddesi gereğince şikayet olunan kamu haczinin bu hacze iştirak etmesinde ve aralarında satış bedelinin garameten paylaştırılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Şikayetçi tarafça İİK’nun 100. maddesine aykırın olarak satılan malın tutarı vezneye girdikten sonra bildirimde bulunulduğundan, şikayetçinin hacze iştirak edemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddinin gerekeceği-
Mahkemece, rehin sözleşmesinin dosyaya ibrazı ile bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikler tamamlanarak, davalının alacağının hesaplanmasının gerekeceği-
Sıra cetvelinin, davacılar Üsküdar 1. İcra Müdürlüğü’nün 29.11.2011 tarihli sıra cetvelinin, davacılar Üsküdar ve Ü.iye Vergi Dairelerine 02.12.2011 tarihinde ayrı ayrı tebliğ edildiği, şikayetin 7 günlük yasal süresi içinde yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Satış istenmemesi halinde haczin düşeceği- Araç hacizlerinde trafik kaydında bulunan haciz tarihlerinin dikkate alınması gerektiği- Takiplerin aynı tarihte kesinleşmesinin haczin sırasında bir etkisinin bulunmadığı- Araç üzerinde ilk haczi koyduranın öncelik hakkına sahip olduğu- Şikayetçinin İİK’nun 100. maddesinde düzenlenen hacze iştirak koşullarının oluşmadığı-
Haciz sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin davada, yabancı ve gerçek kişilerden teminat alınmasının dava şartı olduğu gözetilerek, davacının vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadan hüküm tesisinin doğru olmadığı-