Mahkemece, sıra cetvelinde bedeli paylaşıma konu taşınırlar ile şikayetçi ve şikayet olunanın haczettirdiği taşınırların uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile gerekirse mahallinde keşif yapılarak tek tek incelenmesi ve aynı olup olmadıkları hususunda açıklamalı rapor alınıp oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
Düzenlenen bir sıra cetveli bulunmadığından davacının itirazının dinlenmesinin mümkün olmadığı-
Şikayet olunan bankanın, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140/5 ve 140/9. maddeleri gereğince harçtan muaf olduğu göz ardı edilerek, yazılı şekilde harçtan sorumlu tutulmak suretiyle hüküm tesisinin doğru olmadığı ve kararın bu nedenle şikayet olunan yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceği-
Davacı vekili,davalının sırasına itiraz etmekle birlikte, alacağının da muvazaalı olduğunu ileri sürdüğünden bu itiraz alacağın esasına yapılan itiraz niteliğinde olup bu durumda genel mahkemenin görevli olduğu-
Mahkemece, davalı alacaklı tarafından süresi içerisinde satış talebinde bulunularak, cüzi de olsa satış avansının yatırıldığı, satış talebinden sonra icra müdürlüğünce İİK’nun 121. maddesi uyarınca mahkemeden görüş sorulması gerekmekte ise de sorulmamış olmasının alacaklının satış talebini ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati tedbirlerin haciz sayılmayacağı ve bu tedbirlerin sıra cetveline kabul edilmeyeceği-
4389 sayılı Kanun’a 5020 sayılı Kanun ile eklenen Ek-5. madde ve 5411 sayılı Kanun’a eklenen Ek-13. madde hükmündeki düzenlemeler nedeniyle diğer alacaklıların muvazaadan ari haklarının etkilendiği durumlarda, maddede belirtilen bankalar yönünden fon alacaklarının tahsili ile ilgili hükümlerinin uygulandığı ve bu bankaların hacizlerinin 6183 sayılı Kanun’un 21. Maddesi uyarınca ilk hacze iştiraklerine olanak bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin şikayet olunan şirketler yönünden kabulü ile 17.12.2009 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, şikayetçinin haczinin paylaştırılması yapılan paranın İcra Dairesi’ne gönderildiği tarihten sonra olduğu, söz konusu para üzerindeki hacze iştirakinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Mahkemece, alacak miktarının ipotek miktarı altında kaldığı, ayrıca muvazaaya ilişkin her hangi bir kayıt ve delilin sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizliğin olmadığı-
İcra mahkemesince; taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki aylık ücrete tabi hukuki danışmanlık ile şikayetçinin, müvekkili lehine somut bir kazandırmasının bulunmadığı, 1136 sayılı Kanun’un 166/2. maddesindeki sözleşmeden kastedilenin belli bir dava veya takibe hasredilen sözleşme olduğu, aylık ücret öngören danışmanlık sözleşmesinin bu nitelikte bir sözleşme olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-