İcra mahkemesince; taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki aylık ücrete tabi hukuki danışmanlık ile şikayetçinin, müvekkili lehine somut bir kazandırmasının bulunmadığı, 1136 sayılı Kanun’un 166/2. maddesindeki sözleşmeden kastedilenin belli bir dava veya takibe hasredilen sözleşme olduğu, aylık ücret öngören danışmanlık sözleşmesinin bu nitelikte bir sözleşme olmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Kefilin ancak ödediği oranda asıl borçluya halef olacağı, davalı tarafından gerçekte ödenmiş bir borç bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı alacaklının alacağının sıra cetvelinden çıkartılmasına karar verilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı-
Sıra cetveline kayıtlı olmayan davalı hakkında sıra cetveline itiraz davası açılamayacağı-
Davalının bonoya dayandığı, bononun tek başına alacağın varlığını ispat için yeterli olmadığı, satışı iptal edilen taşınmazın satış bedeli olan meblağın davacının alacağını karşılamadığı gerekçesiyle davalının kabulüne, sıra cetvelinde davalıya ayrılan paydan öncelikle davacı alacağının ödenmesine karar verilmesinde isabetsizliğin olmadığı-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında, davalı alacaklının, borçludan gerçek bir alacağı olduğunu birbirini doğrulayan belgelerle ispatlamasının gerekeceği-
İtiraza konu sıra cetvelinin İstanbul 11. İcra Müdürlüğü’nde düzenlendiği, İİK’nun 142. maddesine göre İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu, hacizli malların satışının yapıldığı yerin yetkinin belirlenmesinde önemli olmadığı-
Tasarrufun iptali davasına konu olan taşınmazı, borçludan satın almış olan üçüncü kişinin (veya bu kişiden aynı taşınmazı satın almış olan kötü niyetli olduğu kabul edilebilecek durumda bulunan dördüncü kişinin) “yakın akrabasının” borcundan (aldığı krediden) dolayı banka lehine kurulan ipotekten, tasarrufun iptali davasını kazanmış olan davacı-alacaklı etkilenir mi? Bu ipoteğin, davacı-alacaklıya karşı bir önceliği bulunur mu?
İtiraz edilmemekle haczin kesin hacze dönüştüğü tarihten itibaren iki yıl içerisinde taşınmazın satışı talep edilerek satış avansı yatırılmaması ve kendisi ile aynı sırada başka bir alacaklının satış talebi üzerine mahcuzların satılmamış olması sebebiyle şikayetçinin haczinin düştüğü anlaşıldığından bu gerekçeyle birleşen dosyadaki şikayetin reddinin gerekeceği-
Şikayetçinin başlattığı icra takibinde ihtiyati haciz tarihinin 07.11.2007, şikayet olunanın başlattığı takipte ise 18.10.2007 tarihi olduğu, her iki takibin de 09.01.2008 tarihinde kesinleştiği, bu durumda satış bedelinin garameten paylaştırılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline alacağın varlığına ve/veya miktarına yönelik itiraza ilişkin bir davanın kabulü halinde, sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın dava masrafları da dahil olmak üzere davacıya, alacağı nispetinde tahsisine, varsa kalan paranın ise davalıya ödenmesine hükmedilmesinin, sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesinin gerekeceği-