Mahkemece, borçlunun araç rehnine konu araç kredi hesabını ödeyerek kapattığı, rehnin borçlunun bankaya olan diğer borçlarının da teminatını teşkil ettiği hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İcra mahkemesince, şikayetin, garameten paylaştırmaya katılan şikayet olunana ait nafaka alacağının muvazaalı olduğuna yönelik olması nedeniyle alacağın esasına ilişkin olduğu ve yasa gereği bu istemle ilgili yargılama yapma görevinin genel mahkemelere ait olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın istem halinde yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Rutin ödemeler (kira alacakları vs.) dışında ileride doğacak, doğması muhtemel bir hakkın bu aşamada üçüncü şahıslarca net olarak bilinmesi mümkün olmadığından, haciz ihbarnamesinin muhtemel alacaklar açısından sonuç doğurmayacağı- Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczinin ise ancak İİK.nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkün olduğu-
Borçlunun talebi üzerine iflasın ertelenmesine karar verildiği, İİK'nun 206/1. maddesi kapsamında kalan alacaklarla ilgili takipler ve rehinli takipler hariç olmak üzere, borçlu hakkındaki tüm takiplerin tedbiren durdurulmasına karar verildiği, Vergi Dairesi alacaklarıyla ilgili olarak tedbir kararından sonra haciz konulduğu, bu durumda, sıra cetveline konu alacaklardan yalnızca şikayetçinin alacağıyla ilgili olarak takip sürdürülebilir nitelikte olduğu, Vergi Dairelerinin alacağı kamu alacağı olsa da anılan tedbir kararı uyarınca takibin devam ettirilmesi ve haczin paraya çevrilmesi mümkün olmadığı, aksi düşünüldüğünde tedbir kararının kapsamının daraltılmış olacağı, buna göre tek yürütülebilir haczin, şikayetçi alacağı için başlatılan icra takibiyle ilgili konulduğu gözetilerek, buna göre hüküm kurulması gerektiği- Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, şikayete konu müdürlük işleminde alacaklı tarafın vergi dairesi olduğu, bozma ilamından önce husumet itirazının ileri sürülmediği ve taraf teşkili ile karar verildiğinden husumet itirazı yerinde görülmeyerek şikayetin kabulü ile müdürlük işleminin iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece, 07.04.2006 tarihinde konan haczin satış tarihinde düştüğüne ilişkin iddialar ile tüm alacaklıları alakadar eden masrafların satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerekirken bu hesaplamaların yapılıp paraların ödenmediği iddialarının sabit olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itirazın, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiği, bu durumda şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK. mad. 235/2 uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemeye başvurulması gerektiği-
Şikayet olunan alacaklının ilk haczine konu menkul malların kendi haczine ve şikayetçinin daha sonraki haczine esas olan mallar ile aynı olmadığı, bu sebeple şikayetçi tarafından 13.05.2010 tarihinde haczedilen mallara ilk kez haciz uygulanması nedeniyle kendi haciz tarihi önce olduğundan sıra cetvelinde birinci sırada yer alması gerektiği-
Mahkemece, şikayetçinin, talebiyle satışa konu taşınmazlar üzerine konulan 11.06.1998, 04.04.2003, 09.02.2006 tarihli hacizlerin İİK'nın 106. ve 110. maddelerinde öngörülen iki yıl içinde satışları istenmediğinden düştüğü, 13.10.2011 tarihli haczinin geçerli olduğu ancak sıra cetvelinde şikayet olunan olarak gösterilen diğer alacaklıların hacizlerinden sonra geldiği, fon alacağı olmasının İİK'nın 106/a ve 110. maddelerinin uygunlanması açısından bir öneminin olmadığı, sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu ve şikayetin yerinde olmadığı-
İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının sırasına yönelik itirazın, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK’nun 235/2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede ileri sürülmesinin gerekeceği, icra mahkemesince genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının sırasına yönelik itirazın, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK'nun 235/2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede ileri sürülmesi gerekeceği-