TBK. mad. 19 uyarınca muvazaalı işlemin iptaline ilişkin açılan davalarda, davacının icra takip yapması ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı- Davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek, İİK. mad. 283/1, 2 kıyasen uygulanarak "iptal ve tescile gerek olmaksızın" davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davası-
TBK. mad. 19 uyarınca muvazaalı işlemin iptaline ilişkin açılan davalarda, davacının icra takip yapmasının aranmadığı ve beş yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle İİK. mad. 284 uyarınca bu davanın reddine karar verilemeyeceği- Davacının iddiasını kanıtlaması halinde, iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek, İİK. mad. 283/1, 2 kıyasen uygulanarak "iptal ve tescile gerek olmaksızın" davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği-
Dava dışı ... tarafından ödenen kredi taksit tutarları toplamı, davalı . tarafından ödenen kredi taksit tutarları toplamı ve bakiye kredi taksit tutarları toplamının tespiti açısından ilgili bankalardan kayıtların celp edilmediği, davacıların ödemesi gereken miktarın açıkça tespit edilerek mahkeme veznesine depo etmeleri için önel verilmeden sonuca gidildiği anlaşılmış olup, davalı tarafından bankadan çekilen kredi için karar tarihine kadar yaptığı ödeme ve kalan kredi miktarı toplamını mahkeme veznesine depo etmeleri için davacılara önel verilmesi, depo ettikleri takdirde, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, tazminat isteğine ilişkin davada karar verilmesi gerektiği-
Davacının muvazaalı işleme dayalı iddiasını yazılı delille ispat edemediğinden davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun vesair delil'', ''her türlü yasal delil'' , açıklamalarının yemin delilini de kapsadığı ve davacının dava dilekçesinde " her türlü yasal delil" deliline dayandığından davacının davasını ispat için yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonuca gidilmesi gerekeceği- Muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temliki yapılmışsa bu tescilin yolsuz bir tescil hükmünde olduğu- Muvazaalı sözleşmeler yapıldığı andan itibaren taraflar arasında hüküm ve sonuç doğurmayacağından açılan dava sonunda verilen kararın, yenilik doğurucu (inşaî) bir hüküm değil, açıklayıcı (ihdasî) bir hüküm durumunda olduğu- Muvazaanın taraflar arasında alacak ve borç ilişkisi doğurmayacağı, muvazaanın varlığının hiçbir süreye bağlı olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, muvazaanın mahkemece kendiliğinden (re'sen) göz önünde bulundurulması gerektiği, belirli bir sürenin geçmesi, sebebin ortadan kalkması veya ilgililerin olur (icazet) vermesi ile geçerli hale gelmeyeceği-
İptali istenen tasarruf tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra İİK. mad. 277 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği-
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu, söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği, ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği* Mirasbırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilemeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İ.ları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil isteğine ilişkin davada, dava konusu edilen bağımsız bölüme karşılık gelen arsa payının yarı hissesinin muris tarafından, diğer yarı hissesinin ise davalının babası olan dava dışı kişi tarafından davalıya temlik edildiği anlaşıldığından yalnız muristen davalıya temlik edilen hisse üzerinden davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerektiği-
Murisin davaya konu taşınmazlarını yalnız yaşayan kız kardeşini koruyup kollamak ve maddi-manevi yardım sağlamak amacıyla ona devrettiği, ölümünden sonra geride birçok taşınmaz bırakan murisin mal kaçırma düşüncesiyle hareket etmesi halinde başkaca taşınmazlarını da kardeşine devredebilecekken sadece davaya konu olanlarla yetindiğinden, mirastan mal kaçırma iradesinin bulunmayıp temliklerin muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasına konu olamayacağı-