Davacı tarafından aynı davalılar aleyhine aynı taşınmazla ilgili olarak tasarrufun iptali istemi ile açılan davanın "açılmamış sayılmasına" karar verildiği görüldüğünden, TBK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin davanın görülmesinde bir engel olmadığı- İİK. mad. 277 vd.na dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak, TBK'nun 19. maddesine göre dava açılabilmesi için davacının davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığının ön koşul olmadığı- Davacının, açtığı katkı payı alacağı davası sonucunda bir alacağının doğması mümkün olduğundan, mahkemece katkı payı alacağı davasının sonucunun bekletici mesele yapılarak, davacının bir alacağının varlığının saptanması halinde, davanın esasına girilerek satışın muvazaalı olup olmadığının araştırılması ve varlığının saptanması halinde ise İİK. mad. 283 /1 maddesinin kıyasen uygulanarak alacağın tahsiline imkan verilecek şekilde hüküm tesis edilmesi; aksi durumda, yani davacının bir alacağın olmadığının anlaşılması halinde ise davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-

Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü ...