Mirasbırakanın yapmış olduğu iki temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olduğu ve bu amaçla temlikin gerçekleştirildiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada kurulan hükümlerin infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olması gerektiği- İptal edilen ve davacılar adına tescil edilen pay ile davalı üzerinde kalan payın açıkça gösterilmesi gerektiği- Ecrimisil bakımından ölü kişi sorumlu tutulacak şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Davada birden fazla davalı olduğu ve davalıların ayrı ayrı vekille temsil edildiği gözetildiğinden infazda tereddüt yaratacak şekilde hangi davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiği belirtilmeksizin karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Çekişme konusu taşınmazın yargılama aşamasında tapulaştırma işlemi sonucu ada ve parselinin değişmesi hailnde infazda tereddüt yaratacak şekilde, doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olarak kapanan sicil kaydı üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğu- Muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil davalarında dava değeri, davacıların payına isabet eden değer olup, bu değer üzerinden harca hükmedilmesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değerinin, davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olup, bu değer üzerinden yargılama gideri ve harca hükmedilmesi gerektiği-
Mirasbırakan babası ...’in kayden maliki ve paydaşı olduğu 26, 193, 1104, 1107, 1382, 3178 parsel sayılı taşınmazlarını satış suretiyle davalılara devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, işlem tarihinde davalıların yaşlarının küçük olup taşınmaz satın alabilecek ekonomik güçlerinin bulunmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline-
Davalılardan.... nın davacı kooperatif müdürü olarak görev yaptığı tarihlerde hakkında nitelikli zimmet ve özel belgede sahtecilik suçlarından dolayı ceza davasının açıldığı, ceza dosyasındaki, kooperatife ait kayıt ve belgeler doğrultusunda bilirkişilerin raporlarına göre, davalının toplam değişik zamanlarda zimmetine para geçirdiği tespit edilerek verilen mahkumiyet kararının Yargıtay'ca onanarak kesinleşmesi nedeniyle ceza yargılamasındaki hesaplamalara ve bilirkişi raporlarına itibar edileceği- Birleşen davada TBK'nun 18. ve 19. maddelerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gerekçeleriyle asıl davanın kısmen kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yönün olmadığı, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre vekaletin hile ile alındığı iddiasının aynı zamanda vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasını da içereceğinde kuşku olmadığı, o halde, davada dayanılan hukuki sebeplerden birinin vekalet görevinin kötüye kullanılması olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, bilindiği üzere, Borçlar Kanunu'nun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesinin büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayandığı, vekilin borçlarının çoğunun bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğacağı, öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olduğu ve vekil edeni bağlayacağı, vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu hususun vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamayacağı-
TBK 19'a dayalı muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası- Taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin muvazaalı şekilde feshedildiği iddia edildiğinden, sözleşmenin tarafı olan ve taşınmazları devreden arsa sahibinin de davada davalı sıfatıyla yer alması gerektiği- Davalı şirketin tasfiye halinde olsa bile taraf ve dava ehliyeti mevcut olduğundan tasfiye memurunun davaya dahil edilmesinin zorunlu olduğu- Alacak bölünebilmesine rağmen tasarrufun iptali bütüne yönelik olduğundan, TBK 19 uyarıca kısmi dava olarak açılamayacağı- Davacının davalı şirketten bir alacağının bulunup bulunmaması hususu usule ilişkin değil, davanın esasına ilişkin olduğu-
İhtiyari mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacının sigorta teminatının kapsamının, zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminat hadlerinin üzerinde kalan kısmını poliçede yazılı miktarlara kadar temin etmekle sınırlı olduğu, hükmedilen tazminat miktarının zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminat hadlerinde kalması durumunda tazminat sorumluluğunun doğmayacağı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, mirasbırakanın taşınmazları önce dava dışı torununa, onun da davalılara devrinin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğu saptanarak dava konusu taşınmazların davalılar üzerine bulunan tapu kaydının davacının veraset ilamındaki hissesi oranında iptaline ve davacı adına veraset ilamındaki hissesi oranında tesciline karar verilmesinin isabetli olduğu- Tamamlanan değer üzerinden harca ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi gözetilmek suretiyle avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmenin ise hakime ait olduğu- Muvazaa sebebi ile tasarrufun iptali davasında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı- Davacının TBK. mad. 19 uyarınca açtığı muvazaa nedeni ile iptal davasında aciz belgesi aranmadan davanın görülmesi ve davalıların savunmasında bahsi geçen menfi tespit davasının davaya etkisi üzerinde de durularak karar verilmesi gerektiği-