Davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usûl ve yasaya aykırı bir yön olmadığı- Kamu düzenini ilgilendirmesi bakımından öncelikle ehliyetsizlik iddiası üzerinde durulması gerektiği- Vasi tayini dosyasının kesinleşme şerhini içerir karar örneğinin temini ile, vasinin husumete izin kararı alarak davaya katılımıyla, davanın görülebilirlik koşulunun sağlanması, davada taraf ehliyeti bulunmayan davalılar bakımından sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Muris muvazaasına dava hakkının murisin ölümü ile doğacağı, muris hayatta iken bu davanın açılamayacağı-
Dinlenen tanıklar ve özellikle eldeki davanın kabulle sonuçlanması durumunda hak sahibi olacak murisin oğlunun beyanlarından, mirasbırakanın kalp, romatizma ve yüksek tansiyon hastalıklarının olduğu, tedavisi için sık sık özel doktorlara gittiği, emekli maaşının tedavi giderlerini karşılamadığı, oğlu ve gelini ile birlikte ikamet etiği, oğlunun eşiyle hayvancılık ve tarla işleri yaptığı, maddi durumunun iyi olduğu, mirasbırakana ait başka taşınmazlar bulunduğu, davalıya anne ve babasından miras kaldığı ve mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazı davalı gelinine bedeli karşılığında sattığı göz önünde bulundurulduğunda temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapılmadığı sonucuna varılacağı-
Uyuşmazlık, miras pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup iptaline karar verilen taşınmazlarda davacının miras payının değeri üzerinden yargılama harcı ve avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmazların tamamının değeri üzerinden harç ve vekalet ücretine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davacı tanıkları dinlenilmeden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceği- Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda asıl olanın mirasbırakanın iradesi olduğu gözetilerek, mirasbırakana ait taşınmazlar ile mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı, yukarıda belirtilen olgular ve açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Murisin başkaca mal varlığı bulunup bulunmadığı, taşınmaz satmasını gerektiren haklı ve geçerli bir nedeninin olup olmadığı hususları üzerinde durulmayıp keşif yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri tespit edilmediğinden ve gerekli araştırma yapılarak tüm delillerin değerlendirilmesi ve murisin satış tarihindeki gerçek iradesi açıklığa kavuşturularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilip yazılı biçimde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Muvazaa (TBK 19) nedeniyle tasarrufun iptali davasında uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı- Davacının İİK 257/1 gereğince rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağının varlığı tartışmalı olduğundan, alacağının varlığı başka bir davanın sonucuna bağlı olduğundan, ilgili davada tapu iptal yerine bedele hükmedilirse alacak doğacağından, alacağının varlığı kabul edilse bile muaccel olduğu ispat edilemediğinden ihtiyati haciz isteminin reddi gerektiği- Dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğu halde ihtiyati tedbir talep edilmesi nedeniyle ihtiyati tedbir gibi nitelendirilerek red kararı verilmesi HMK 33 gereği usul ve yasaya aykırı olsa da geçici hukuki koruma tedbiri talebini reddine karar verilmesinin sonucu itibariyle doğru olduğu-
Çekişme konusu taşınmazlarda davacıların miras payları oranındaki değer üzerinden karar ilam harcına ve taraf vekilleri yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmazların tamamının değeri üzerinden harca ve taraf vekilleri yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının yanlış olduğu-
Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırma kastından söz edilmeyeceği- Miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davacı tarafından inançlı işlem hukuksal nedenine ilişkin iddianın yazılı delille kanıtlanamadığı, davacının dava dilekçesi ile delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-