Avukatlık ücret sözleşmesinde, "Üzerine aldığı bu işten ötürü (avukat)'a davanın lehimize sonuçlanması halinde 10.000,00TL, aleyhimize sonuçlanması halinde 5.000.00 TL vekâlet ücreti ödenecektir..." ibaresi bulunduğundan ve katkı payı davasında davanın reddedilmesi sonucu, dava, davacı avukatın müvekkilinin lehine sonuçlanmış olduğundan, davacı avukatın katkı payına ilişkin sözleşmeden 10.000,00TL vekalet ücretine hak kazanmış olduğu- Mahkemece, sözleşmeye tarafların yüklemediği bir anlam yüklenerek hüküm tesis edilemeyeceği-
Davacı bankanın, davalı avukattan, iade edilmesi gereken avansların faiziyle birlikte tahsili talebine yönelik davada, alacağa TBK. mad. 88. ve 120 hükümleri değerlendirilmeden %126 (davacı bankanın genel kredilere uyguladığı faiz oranı %84 ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri nazara alınarak %50 ile toplam faizin %126 olduğu) oranında uygulanan faizin fahiş olduğu- Hükümde, içinde faiz alacağını da içeren bedele, dava tarihinden olmak üzere yeniden %126 oranında faiz işletilmesinin de faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracağı-
İzale-i şuyu davalarında avukat ancak tarifeye göre maktu vekalet ücreti isteme hakkına sahip ise de, taraflar arasında ücret konusunda yazılı sözleşme bulunması halinde yazılı sözleşmedeki kararlaştırmaya itibar edilmesi gerektiği- Altında imzası da bulunan sulh sözleşmesinde gösterilen değerin davacı tarafı bağlayacağı- Davalı tarafça bu değer üzerinden aralarındaki sözleşmede yer verilen oran uygulanmak suretiyle belirlenen bedel ödenmiş olduğundan, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Avukatlık ücret sözleşmesinde % 70 oranında kararlaştırılan ücretin geçersiz olduğu- Boşanma davasında hükmedilen tazminatların feri nitelikte olduğu ve ayrı bir vekalet ücreti talep edilemeyeceği-
Vekalet ücretine konu davada dosyası da getirtilerek, şirketler arasındaki ortalık ilişkisinin bitip bitmediği, taşınmazın ortaklığı ilgilendirip ilgilendirmediği hususlarını da değerlendirecek şekilde şirketler hukuku alanında uzman bilirkişilerin de bulunduğu bir heyetten rapor alınarak hüküm tesisi gerektiği- İki şirket arasındaki hukuki ilişkinin bitmesinden sonra davacı avukata tevkil yetkisi verilmiş ise dava dışı şirketinin 3. kişi olan davalının edimini üstlendiğinden bahsedilemeyeceği-
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup bu husus karşı davalılar (asıl davada davacılar) yararına usulü kazanılmış hak niteliğinde olduğundan, mahkemece, karşı davada, avukatın murisin ölüm tarihi itibariyle kesinleşen dosyalar bakımından ücrete hak kazandığı gözetilip hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu olayda, davanın kabul edilen miktarı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, anılan dosyalarda şirket "davalı" konumunda bulunduğu, davaların kısmen kabulüne kısmen reddine karar verildiği ve Avukatlık Kanununun 164/4. maddesindeki hüküm gözetildiğinde, davalı şirket yönünden anılan davalarda reddedilen miktar esas alınarak değerlendirme yapılması, gerekirse yeniden bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre uygun karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu olayda yeni bir bilirkişi atanarak veya heyet oluşturulması sureti ile yasal vekalet ücreti ve faiz yönünden iddia ve savunmaların değerlendirilip taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-