Diğer davalı müessesenin faaliyet alanı içinde kalan enerji nakil hatları bedelinden doğan alacağı tahsili hakkında açılan davada davalı TEDAŞ’a husumet yöneltilmesinin mümkün olmayacağı-
Davacıların, ceza davasına müdahil olarak katıldıkları dönemde yürürlükte bulunan Ceza Mahkemeleri Usulü Yasası’nın 365/2. maddesi uyarınca kamu davasına katılmak suretiyle uğradıkları zararın ödetilmesini isteyebilecekleri gibi inceleme konusu olan davada olduğu gibi hukuk mahkemesinde ayrı bir dava açmak suretiyle de tazminat isteminde bulunabileceklerinden, yerel mahkemece, ceza davası sonuçlanmadan önce açılan eldeki davanın süresinde açıldığı ve zamanaşımına uğramadığı sonucuna varılarak işin esasının incelenmesinin gerekeceği-
Haksız eylemin gerçekleştiği yerde elektrik dağıtım ve perakende satış faaliyetinde bulunmak lisansının dava dışı Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş’ye verildiği anlaşılmakta ise de, bu şirketin sermayesinin tamamı Tedaş’a ait olduğundan davanın temsilcide yanılma suretiyle Tedaş Genel Müdürlüğü’ne açıldığı kabul edilmek, gerçek temsilciye tebligat çıkartılıp davaya katılımını sağlayarak yargılamaya devam olunmasının gerekeceği-
Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olacağı-
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından ve uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişki, "haksız fiil'den kaynaklandığından, eldeki davaya genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesi’nde bakılmasının gerekeceği-
Trafik kazası nedeniyle desteklerini kaybeden davacıların manevi tazminat istemlerine ilişkin olan davada davacıların destekleri birinci dereceden ağır kusurlu olsalar bile ceza davasında alınan bilirkişi raporuna göre davalı sürücünün de kusurlu olduğu anlaşıldığına göre BK’nun 47. maddesi (şimdi; TBK. mad. 56) uyarınca davacılar yararına manevi tazminatın takdirinin gerekceği-
Davacı şirket tarafından 28.6.2005 tarihinde gönderdiği ihtarname ile akte aykırılık tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle aktin feshedildiğinin bildirilmesi, sözleşme zaten davalı tarafından sona erdirildiğinden ve sözleşme ayakta olmadığından hüküm ifade etmeyecektir; davacı yan, aktin haksız feshine dayanarak değil, akte aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshedildiği iddiasına dayanarak cezai şart isteminde bulunduğundan davanın reddinin gerekeceği-
Usulsüz ve kaçak avlanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olan davada gerek Kara Avcılığı Yasası gerekse Merkez Av Komisyon Kararları uyarınca usulsüz av bakımından canlı veya cansız hayvan ayrımı yapılmamış olup eş anlatımla usulsüz avlanmaya konu av hayvanının canlı olarak ele geçirilmesi halinde dahi tazminat sorumluluğu benimsendiğinden davalının eylemi nedeniyle tazminat ile yükümlü olmasının gerekeceği-
Muhammen kira bedeli hesaplanırken kiralanandaki ağaç sayısı, ortalama verimi, zeytin ve zeytinyağı miktarı ve değerinin değerlendirilerek belirlendiği, son 2 yıldır kiracıların, kusuru olmaksızın doğa ve piyasa koşullarından doğan, öngörülemeyen nedenlerden kira bedellerini ödeyemedikleri, zarar ettikleri, uzun süreli kira sözleşmesine göre her yıl kira artışının olduğu, kira bedelinin muhammen bedelin üstünde belirlendiği, üründe oluşan zararın sigortayla karşılanmadığı anlaşıldığından, kira bedelinin indirilmesi hakkından feragatin, maddi olgular ve yasal düzenlemeler karşısında bir geçerliliğinin bulunmayacağı, hakimin olağanüstü durumlarda sözleşmeye müdahale edebileceğinden, indirim davası olarak kabul edilen davada, 2007 yılından sonraki yılların kira tespitinin sözleşme hükümlerine göre (kira indirimi dikkate alınmaksızın) hesaplanması, sadece olağanüstü felaket olayının meydana geldiği yılın kira bedeline mahsus olarak kira bedelinde bir indirim yapılması gerekeceği-
İddianame idari bir işlem olmayıp, bu işlemin iptalinin dava konusu edilmesi de olanaklı olmayıp; dava açılması ve buna ilişkin iddianamenin düzenlenmesi tümüyle yargısal faaliyettir; bu faaliyetin yerine getirilmesinde salt kişisel kusurlu davranışla zarara yol açıldığında cumhuriyet savcısının kişisel sorumluluğunun doğacağı-