634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 19.maddesinin ikinci fıkrasına göre kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana taşınmazın ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesis yaptıramayacağından mahkemece projeye aykırı olarak yapılan imalat, tesis ve değişikliklerin yıkılmasına, projeye uygun eski hale getirilmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı bankanın kalıbın yaptırılmamasında müterafik kusuru bulunup bulunmadığı araştırılmalı; yapılacak bilirkişi incelemesi ile; dava dışı firmanın 20.000 TL’lik kalıbı kullanarak 25.000 TL’lik kalıp yapabileceğine dair teklifinin kalıp maliyetini etkileyeceği doğal olduğundan, bu husus da nazara alınarak yapılmayan 25.000 TL’lik kalıbın maliyeti ve toplam bedele oranla değeri belirlenmeli; böylece yapılmayan 25.000 TL’lik kalıp bedelinin ödenmesinden dolayı davacının uğradığı zarar miktarının ve varsa müterafik kusurun bu miktara etkisinin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespiti ile varılacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı/kiracı tarafından yapılan talebe konu masrafların zorunlu ve faydalı olup olmadıklarının öncelikle tespiti ile gerek davalı/kiralayan malik gerek sözleşmede taraf olmayan diğer davalı malikler yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, bu masrafların kamulaştırma bedeline katkı ve etkisi ile oranını belirlemek; bunun sonucunda davalıların haksız kazancına konu olan bir miktarın varlığının tespiti halinde bunun haksız kazananlardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
BK.nun 325. maddesi (şimdi; TBK. mad. 408) uyarınca ayrıca kâr mahrumiyetinden kesinti yapılmasına gerek olmadığı kabul edilerek, davacının iş yerini kullanmadığı dönemde elde edeceği kâr mahrumiyeti hesaplanırken, işletme için gerekli giderlerin ayrıntısı bilirkişi raporunda gösterildiğinden ve kâr mahrumiyetinin bu giderler düşülerek hesaplandığı anlaşıldığından, bu yönlere dayanan direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Özel Dairenin davacının katkı payı alacağına ilişkin davasının bir (1) senelik zamanaşımı süresine tabi olduğu yönündeki bozma kararına, yerel mahkemece “davanın BK.'nun 125. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 146) öngörülen on (10) yıllık dava zamanaşımı süresine tabi olduğu” şeklindeki gerekçe ile direnilmesinin yerinde olduğu-
Davacı kiralayan, aralarındaki tahliye davasında, 13.12.2007 tarihinde davalının tahliye ettiğini beyan ettiğine ve davalı da kiralananı dönem sonunda teslim ettiğini iddia ve ispat etmediğine göre, tahliyeyi takip eden aylara ait kira parasından sorumlu tutulmasının gerekeceği-
Davacının isticvabı suretiyle havalenin nedenini kendisine açıklatmak, gerekirse havale yapılan kişiler de isticvap olunmak, bu kişiler arasında taşınmaz satım ilişkisi bulunup bulunmadığını bu ilişkinin hangi nedenle kurulduğunu, aralarında başka bir ilişki olup olmadığını açığa kavuşturmak, davacının yaptığı havale davalının satın aldığı çekişme konusu bağımsız bölüm için yapılmışsa, bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı (kiralayan) çektiği ihtarname ile 1.5.2007 tarihinden başlayan dönem için ödenecek kira bedeli konusunda muaraza (çekişme) çıkarmış olup bu durum, davacının ödeyeceği kira parasının öngörülenin üzerinde artış yapılması karşısında, kira parasının hangi miktarda olacağı ve ödeneceği konusunda ciddi bir tehdit oluşturmaktadır ve bu tehdit nedeniyle, davacı ödeyeceği kira parasının miktarı konusunda tereddüt içinde kaldığından kira bedeli konusunda uzlaşma isteyen dilekçesine süresinde olumlu cevap alamaması nedeniyle, kendisine zarar verebilecek nitelikteki bu duruma son vermek, hukuki durumunu tereddüt içinde olmaktan kurtarmak için eldeki davayı açmıştır; dolayısıyla, görülmekte olan kira tespit davası açmasında davacı kiracının, menfaatinin bulunduğu-
Dava konusu olayın gerçekleşmesinde davalının kusuru bulunmakta birlikte, onun alkollü olduğunu bilerek ve kendisi de alkollü olduğu için aracın kullanımını davalıya bırakan davacının da olayda kusurlu davranışları bulunduğundan; bunun yanında olayın yakın arkadaşlık ilişkileri içerisinde gerçekleşmiş bulunmasından kaynaklanan özellikler de gözetildiğinde davalının zararın tamamından sorumlu tutulması hakkaniyete uygun düşmez ise de, bu durumun davalının sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırmayacağı-
18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı Y.İ.B.K. ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre "hak ve nesafet" ilkesi uyarınca hakim bu sınırlamayı yaparken, öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı,bilirkişi marifetiyle kiralanan taşınmaz ve taraf emsalleri tek tek görülüp incelenmeli, böylece elde edilen veriler somutlaştırılarak, dava konusu yer ile ayrı ayrı (konumu, çevresi, niteliği, kullanım şekli, kira başlangıç tarihi, kira süreleri vb.) kira parasına etki eden tüm nitelikleri karşılaştırılmalı, emsal kira bedellerinin niçin uygun emsal olup olmadığı somut gerekçelerle açıklanmalı, dava konusu taşınmazın yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira parası belirlenmeli, hakimce bu kira parası dikkate alınmak suretiyle hak ve nesafete; özellikle tarafların kira sözleşmesinden bekledikleri amaçlarına uygun makul bir kira parasına hükmedilmesinin gerekeceği-